Geçmiş Kedi Günü’nüz kutlu olsun

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

SABAHLARI evden çıkar, yan binadaki bakkalın önündeki iskemleye çöreklenip beklemeye başlarım.

Neyi bekliyorum?

Birinci bekleyiş nedeni: Güzide!

O hazırlanana kadar bendeniz toparlanır çıkarım evden. Yarım saati bulur aşağıya inmesi.

İkinci bekleyiş nedeni: Eftelya!

Nafile bir bekleyiş… Üç ay kadar önce evden kaçtı; acaba sokakta görür müyüm ümidiyle beklerim. Bugüne kadar göremedim. Paşa ve Bahattin’in O’nu çok özlediklerini sanmıyorum. Biz çok özledik!

Üçüncü bekleyiş nedeni: Mahallenin kedileri.

Bu sıcak günlerde mamalarını, sularını vermeye çalışırız. Bu sokak rüşvetinin karşılığı olarak başlarını okşatırlar. “Ne güzel şeysin sen” diye severiz. Siz de sevin; negatif enerjinizi atarsınız üstünüzden. Hele bir de sürtünürlerse bacaklarınıza.. En agresif hallerinizden bile eser kalmaz, sakinlersiniz.

 

***

DÜN sabah yine aynı bekleyiş mesaisi.

Bir başıma oturdum bakkalın önünde, bekliyorum.

Ardımdan bir ses: “Neyi bekliyorsun?”

Meslektaşım Erdinç Saraç sesleniyor.

Çekti bir sandalye, yanıma oturdu.

Selam sabah faslından sonra, anında kedi köpek mevzularına daldık.

Erdinç de kedicidir malum. Hem O’nunki artık ileri seviyede.

Adam evinde on sekiz kediyle birlikte yaşıyor!

 

***

MAHALLENİN bıçkın kedilerinden korkusuna eve giremeyen kedileri için oluşturduğu yeni giriş yollarından söz etti uzun.

Sonra, evdeki eşyaları nasıl tırnaklayıp parçaladıklarını..

Hangi dolabı açsa, içinden kedi fırladığını..

Yatak, yorgan, koltuk, kanepe ne varsa, hepsinin parça pinçik edildiğini..

Günün birinde buzdolabını açtığı anda, rafta yatan kediyle karşılaştığını falan…

Biz de yaşadıklarımızı, küçük tefek kedili anılarımızı anlattık; ‘kim, kaç kedi besliyor’ yarışmasında!

 

***

ERDİNÇ’in kedi sevgisi çok ileri düzeydir. Kedi profesyoneli diyebiliriz.

Aç bir kediyi doyurmak için paraya, pula, yola, mesafeye, benzine acımaz.

Bizimki de öyle sayılır.

Gazetenin kadrolu ‘ayakaltı’ kedileri var meselâ. Karakedi, Neriman, Tırsık ve Aşil.

Karakterleri birbirinden farklı dört kedi.

Daha önce de yazdım; Tırsık’a dokunan olmadı henüz. Tırsık, korkak, ürkek, çekingen; her an bir tehlike gelecek modunda hâlâ.

Karakedi çok söylenen türden. Maav maav konuşur, söylenir. Kim bilir neye kızıyor, neye sinirleniyor.

Ama çok sevimlidir. Kim gelirse gazeteye, anında kucağına zıplar, yerini ayarlar, uyku moduna geçiverir.

Neriman kucağa gelmez, uzaktan sevdirir. Yaş mama görürse elinizde, durduğu yerde durmaz, zıp zıp zıplar yiyebilmek için.

Aşil en küçükleri. Tekir cinsi.

Yirmi dört saat sevin, yatırıp yoğurun hâttâ.. Ne tırnak geçirir elinize, ne ısırmaya yeltenir.

“Az sevdin, biraz daha…”

Aşil bu açıdan köydeki köpeğimiz Suskun’a benziyor. Hiç kimseyi sevmeyeceksin Suskun’un yanında. Hep O’nu, hep O’nu… Yeni ufaklıkları sevecek olsak, gidip boyunlarından ısırıyor; “beni sevecekler, sen çekil kenara…”

 

***

ERDİNÇ’le kaptırmışız kedi muhabbetine.. Kedilerle yaşadıklarımızı anlatıyoruz.

Aslında biz bunu her yerde yapıyoruz!

Kedi besleyen, evinde, işyerinde kedilerle bir arada olan arkadaşlarla buluştuğumuzda, ana mevzu hep kediler oluyor.

Rahatladığımızı, stresten uzaklaştığımızı, dinlendiğimizi hissediyoruz.

Kediler böylesine pozitif enerji saçıyor çevresine.

 

***

BİR DE köpekler gibi değiller. Kedi temiz canlı.

Elinizle okşadığınız yerleri yalar hemen, kirlendiğini düşünerek.

Evdeki Paşa bazen kaptırıyor kendini süpürge püskülü gibi kuyruğunu yalarken; bizim elimizi ayağımızı yalamaya başlıyor.

..ve ev terliklerim, Paşa’nın en sevdiği yalama aracı!

Şu sıralar fena halde kızıyorum O’na. Terasa çıkıp havalandık birlikte birkaç kez.. Sürekli istiyor şimdi.

Kapıları tırmalıyor “aç, çıkacağım” diye.

Geçen gün terastaki salıncakta dalmışım; Paşa’da yanımda. Bir uyandım, kedi yok!

Çatıya çıkmış. Bacaların tepesine tünemiş, oradan beni izliyor.

“Gel Paşa, haydi gel, mama var bak” falan.. Yok!

Neden sonra çıktı geldi; iki tokat yedi benden, sustu oturdu.

 

***

HERKES aynı dertten muzdarip. Evdeki kediler eşyalara zarar veriyor!

Biz bir koltuk takımı attık meselâ… Yemek masasının sandalyelerini değiştirdik; yırttılar kumaşlarını.

Yatak deseniz ne derisi kaldı üstünde, ne süngeri. Ellerinden gelse ahşap kısımlarını parçalayacaklar.

Annemin yatağını da tırnaklamışlar; derileri soyulmuş. Çok kızıyor bu duruma.

Paraya kıydı, gitti kendine yeni yatak aldı.

“Ya, iki tırnak izi yüzünden yatak değiştiriyorsun” diye çıkıştım; sertlendi hemen: “Sana ne, para benim değil mi, istediğimi alırım…”

Tamam, bir şey demedik.

Biz de üç beş denkleştireceğiz de, yatağı yenileyeceğiz bakalım…

 

***

EFENDİM, 8 Ağustos Uluslararası Kedi Günü olarak kutlanıyormuş.

Bir de 17 Şubat var, Dünya Kedi Günü!

Yılda iki kez kutlama yapılıyor yani.

Bize hergün Kedi Günü.

Kutlama derken, festival havasında değil. Amaç, kedilerin zorlu koşullarla mücadelesine yardımcı olmak, yaşam alanlarını iyileştirmek, şiddetten korumak, insanları bilinçlendirmek falan.

Bu canlıları sevmeyen de çok.

Kediden, köpekten nefret eden, görünce kaçan veya tekmeleyen, hâttâ zehirleyen…

Oysa kimseye zararları yok; siz onlara zarar vermedikçe…

Bakışlarındaki masumiyetin farkı değil misiniz?

Severseniz, onlar da sizi seviyor.

Şehirlerde, kasabalarda, köylerde, mahallelerde birlikte yaşıyoruz. Görmezden gelebilir miyiz?

Ama inanın, bu sokak canlarına şefkatle yaklaşan insan sayısı artıyor.

Kiminle konuşsak, “benim de kedim var” diyor, pek çok arkadaş.

İyi bir şey bu.

Bazen masraflı geliyor insana; o fabrikasyon mamaların fiyatları oldukça yüksek zira. Ayrıca taşıma kutuları, kaka kapları, su tası, mama tası, tırmalama aletleri, oyuncakları falan derken, hayli yekün tutuyor.

Erdinç Saraç diyor ki: “Maaşımın büyük bölümü bunlara gidiyor…”

Kimine göre insanlığın gereği, kimine göre sevap, kimine göre vicdan.

Şu bir gerçek ki, siz onlar için çırpındıkça, hanenizin bereketi de o derece artıyor.

O yüzden tırmıkladıkları, yırtıp parçaladıkları koltuğun sandalyenin derdine düşmeyin fazla.

Eşyadır, eskir, yenisi alınır.

Önemli olan merhamet.

Görmezden gelmeyin. Hiç bir şey yapamıyorsanız, bir kap su koyun sokağın köşesine.

Tabi yemediklerinizi, çöpe atacaklarınızı getirip getirip bir yerde öbeklendirmeyin.

Onların da temiz yiyecek ve içeceklere erişme hakkı var; çöpünüzü konteynere atın; sokak canlarına temiz şeyler verin.

Geçmiş Uluslararası Kedi Günü’nüzü kutlarım.

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
Geçmiş Kedi Günü’nüz kutlu olsun
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!