CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Güçlü sistemin zayıf halkası; Meclis…
Güçlenecek denilen milletvekilleri, saraydan gönderilen yasa önerisini AKP grup yönetimi milletvekillerinden önceden alınan imzalı boş kâğıtlara önce metin ekleniyor sonra teklife dönüşüyor. Milletvekillerinin teklifi haline gelen yasa teklifini imzası olan milletvekilleri de metnin içeriğini herkesle birlikte öğrenmiş oluyor. Saray’ın bilgisi, izni, onayı olmadan milletvekilinin yasa teklifi sunması imkânsız.
Parlamenter sistemde halkın seçtiği cumhurbaşkanı sisteme uymuyor, sistemi uyduralım diyerek Devlet Bahçeli’nin çıkışıyla Anayasa değiştirilerek; Partili Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemine geçildi. Sistemin dünyada örneği yok denilmesine rağmen olsun; Türk tipi yönetim modeli dendi.
Özellikle bugünkü iktidar sahiplerince çok eleştirilen ‘Tek Parti’ dönemine rahmet okutur döneme, yönetime; hem de 90 yıl sonra tanıklık ediyoruz. Yürümüyor, yürümez!
Eğer bugün bu sistem olmasa bu kadar olumsuzluğun bir arada yaşanması karşısında iktidar değişikliği en azından parlamento içinde çoktan yaşanırdı. Ama mevcut sistemde ‘Tek kişiye’ dayalı bir sistem olduğu için değişim ancak yeni bir seçimle olur. Yeni bir seçimde ya o bir kişi seçim isteyecek, ya da parlamentoda 2/3 yani 360 milletvekilinin kararıyla olacak.
Parlamento’nun bir hükmü yok. Parlamento tarafından seçilen üyesini özerk bir kurum RTÜK  kendi içindeki sayısal çoğunlukla parlamentonun kararını yok sayarak üyelikten düşürüyorsa.
Cumhurbaşkanlığı kararnameleri ile istenen her şey yapılabiliyorsa. Kurumlar, kurullar sadece ‘Saraya’ bakıyor. Bütün kararlar ‘Saray’dan bekleniyor. Saray ne derse o oluyorsa. Bırakınız milletvekillerini, bakanların bile bir ikisi dışında tanınanı bilineni yok.
Termik Santrallere fitre takılmasının Meclis tarafından onaylanması, cumhurbaşkanı tarafından veto edilmesinde; sistemin ne kadar komedi olduğunun çok açık göstergesidir.
Türkiye çevre ülkeleri ve dünya ülkeleri içinde yalnızları oynuyor. Her ne kadar ekonomide alınan kararlar olumlu sonuç vermiş gibi gözükse, faizler ve enflasyon rakamları düşse, döviz yükselmiyor olsa bile ekonomi-piyasalar en büyük resesyon dönemini yaşıyor. Piyasa tabiri ile ‘yaprak kıpırdamıyor.’
İşsizlik hızla yükselmeye, sorun olmaya devam ediyor. Resmi işsizlik rakamları yüzde 15’leri zorluyor. Her üç gençten biri işsiz, genç işsizlikte oran yüzde 25’in üzerinde ise; her işveren bir-iki kişi alsın önerisinin karşılığı olmadığı görülmüşse.
Bütün bu olumsuzluklar karşısında…

YENİ BİR DÖNEMİN BAŞLAMASI KAÇINILMAZDIR
Son dönemlerde anket çalışmaları hız kazandı. Yapılan birçok ankete göre hiçbir parti sayısal üstünlüğü elde edemediği gibi her seçimde açık ara önde gözüken Erdoğan değil tek başına MHP desteğiyle bile birinci turda cumhurbaşkanı seçilemez gözüküyor.
Geçtiğimiz günlerde KONSENSUS Şirketi Başkanı Murat Sarı’nın Pencere gazetesinde çıkan araştırmasına göre halkın yüzde 86,3 gibi ezici çoğunluğu cumhurbaşkanı tarafsız olmalı diyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ülke yönetiminde taraflı mı, tarafsız mı davrandığı sorusuna %62,2 taraflı, %37,8 tarafsız diyor. Kabaca bakıldığında AKP seçmeni içinde bile Erdoğan’ın ülke yönetiminde taraflı davrandığına inananlar var.
Anketlere göre Türkiye’nin parlamenter sisteme dönmesi gerektiğini düşünenlerin oranı her geçen gün yükseliyor. Katılımcılara sorulardan biri de cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi hakkındaki görüşleri. Bu soruya yanıt verenleri %40,8’i sistemi desteklerken, sistemden memnun olmayanların oranı %43,3 ve memnuniyetsizlerin oranı hızla yükseliyor.
Ankete göre Türkiye’nin en güven duyulan kurumları Meteoroloji Genel Müdürlüğü, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Türk Hava Kurumu.
Güven sıralamasının en altında basın, cumhurbaşkanlığı, hükümet, mahkemeler-yargı sistemi, yüksek seçim kurulu ve siyasi partiler. Özel bankalar bile güvenilirlikte bu kurumların üzerinde.
Siyasi performans beğeni puanlarında ise Tayyip Erdoğan 3,10, Ekrem İmamoğlu 2,91, Binali Yıldırım 2,90, Kemal Kılıçdaroğlu 2,67 sıralamasıyla devam ediyor.
18’nci yılına giren AKP iktidarında her yönden metal yorgunluğu gözükmektedir. İstifalar durdurulmuş olsa bile, AKP içinde tartışmaların sert geçeceği görüldü.
AKP’de Cumhurbaşkanı, başbakan ve bakanlık yapmış isimler Ahmet Davutoğlu’nun kurduğu Gelecek Partisi. Ali Babacan’ın kuracağı iddia edilen siyasi oluşuma dikkatler yönelmiş durumda. Hiç kimse hadi canım bunlardan bir şey olmaz diyemiyor, diyemez. Bu oluşumlar mutlaka iktidarın gücünü ciddi anlamda zayıflatacaktır.
AKP içinde benim ‘özgül ağırlığım’ var diyen Bülent Arınç’ın çıkışları dikkate değer. Bülent Arınç aynı zamanda yeni oluşturulan YİK (Yüksek İstişare Kurulu) üyesi. Bülent Arınç’ın çıkışlarına cumhurbaşkanı İbrahim Kalın kişisel görüşleridir dese de önceki dönem milletvekilleri Mehmet Metiner ve Şamil Tayyar ciddi olarak eleştirdiler. Bülent Arınç’ı FÖTÖ ile mücadeleyi etkilemekle suçladılar. Bülent Arınç gerçekten mağduriyetlerden etkilendiği için mi yoksa iktidarın bitiyor olduğunu gördüğü, hissettiği için mi, konuştu ve sustu-susturuldu!? Olağanüstü gelişmelere rağmen son günlerde pek sesi çıkmaz oldu!
Sadece ekonomi ve dış politikadaki gelişmeler değil hayatın olağan akışı içinde toplumsal sosyolojik olarak değişim, yenileşme ihtiyacının olduğu çok açık.
Vatandaşın cebini etkileyen zamlar; vatandaşa yeni arayışları düşündürür, yenir arayışlara yöneltir. Evet hikaye eskidi; toplumun yeni bir hikayeye, başlangıca ihtiyacı var.

 

10 BALIKESİR

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
CUMHURBAŞKANLIĞI HÜKÜMET SİSTEMİ
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!