KONUK YAZAR
Dr. Ali İhsan Güler
Kim bu Truva atları?
Düne kadar Kılıçdaroğlu karşısında yerlere kadar eğilen, Övgüler düzen, bugün eksik ya da yapılmış ne kadar iş varsa hepsinde payı olan ama şimdi: edep ve vefa sınırlarını bile aşarak DEĞİŞİM SAFSATASI adı altında Sn. Kılıçdaroğlu’nun istifasını isteyenler, hatta yerine talip olanlar.
Edep yahu Edep derler adama. Varsayalım eksikler, hatalar hatta yanlışlar yapılmış. Bütün bunlar olurken sizler Genel Başkanın dizi dibinde değil miydiniz?
Bir daha, sonra bir daha seçilebilmek için el pençe divan duran, karşısında taklalar atan sizler değil miydiniz?
Bu kararların alınıp uygulanmasında söz sahibi değil miydiniz?
Şimdi ne oldu Tatlısu kurnazları? Genel Başkan’ın eli biraz zayıflayınca, Kral öldü yaşasın yeni kral değil mi?
***
Değişim sözcüğünden ben sizin anladığınızı anlamıyorum. Değişim hele hele sol bir partide kaçınılmaz, yadsınamaz ve olmazsa olmaz bir ön koşul bana göre.
Zaten bugünkü sıkıntıların var olan başarısızlıkların sebebi de köhnemiş örgütsel yapıların bu devinimin önünde engel hale gelmesidir. Küçük olsun ama parti bizim olsun saplantısıdır.
Ama sizin anladığınız değişim; Genel Başkan gitsin, yanında en masumundan birkaç günah keçisi daha kurban edilsin, sonra koltuk paylaşım savaşı başlasın. Naylon üyeler, naylon delegeler ile demokrasi oyununa devam edilsin.
***
Bu partinin kuruluşundan bu yana üç lideri vardır. Genel Başkanlar ile karıştırmayalım. Lider diyorum lider.
Cumhuriyetin ve Devletin Kurucusu olduğu gibi CHP’nin de kurucusu olan Mustafa Kemal Atatürk.
Atamızın silah arkadaşı, İstiklal Savaşı kahramanı İsmet İnönü.
Ve CHP’yi iktidar yapan, umulmadık oy oranları ile tanıştıran, ABD Emperyalizmine kafa tutan, Kıbrıs’a barış ve özgürlük getiren, Dağlara taşlara adını yazdığımız Bülent Ecevit.
***
Ecevit partinin önünü nasıl açmış? Hiç o günlere ait yazılıp çizilenleri okudunuz mu?
Bir bakın bakalım; İnönü’ye tek incitici söz söylemiş mi? Sevgide, saygıda tek kelime kusur etmiş mi?
Demokratik sol demiş sayın Ecevit. Yani sol düşüncenin ve bilimin olmazsa olmazı değişim ve dönüşüm demiş.
Bizim iki gücümüz var: hak ve halk demiş.
Toprak ekenin, su kullananın demiş. Toprak Reformu demiş.
Partinin Rotasını ATATÜRK ilke ve devrimlerine oturtmuş.
55 milletvekilinden statükocu 54 milletvekili İnönü’yü kışkırtmaya çalışmış ve onun yanında yer almış. Bir kişide Ecevit’in yanında.
Ama sonunda ne olmuş biliyor musunuz?
Kurultay salonuna giren İnönü, 54 milletvekilinin kendisi ve Mevhibe Hanım için hazırladığı yere değil, onların önünden geçerek Ecevit ve Rahşan Hanım’ın yanına oturarak Kurultay Salonuna ve Dünyaya ve Türkiye’ye Değişimin Utkusu mesajını vermiştir.
***
Ecevit konuşmasında İnönü’ye hitaben: !Siz partimizde gelişen bu değişim ve Demokratik Sol hareketten umut duymalısınız, kıvanç duymalısınız. Çünkü bu hareket kuruluşundan bu yana büyük emek verdiğiniz partinizin yaşama ve büyüme, bu ülkeye hizmet etme, Atatürk ilke ve devrimlerini yaşatma iradesidir” demiştir.
***
CHP bu değişim ve devinim eylemini yapacak güç ve iradededir. Ama örnek alınması gerekenleri yukarıda yazdım.
Kılıçdaroğlu, Hak, hukuk, adalet yürüyüşü ile tarih yazmıştır. Kutuplaşmış toplumun zincirlerini kırmak, yeniden sevgi ve hoşgörüyü hakim kılmak için özveri ile çaba sarfetmiştir.
Her iki kişiden bir kişinin oyunu almıştır. Bu oranda oyu hangi CHP Genel Başkanı almıştır?
***
Dere geçilirken at değiştirilmez.
Yarından itibaren Cumhuriyetimizin ve CHP’nin kuruluş ilkelerine dönülmelidir.
Toplumcu politikalar geliştirilmelidir.
Yerel seçimlere bu kimlikle girilmelidir.
Yoksa bu ülkeye de yazık olur, Cumhuriyet Halk Partisi’ne de.
