ÇALıyor ama ÇALışıyor siyaseti üzerine bir analiz attırdık netekim!

featured
service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

MALUM KİŞİ

 

AH BENİM MEMLEKETİM…

 

MEVZU siyaset olunca, haber sitelerindeki siyasi haberler okunma rekorları kırıyor nedense?

Normalde, şehri yakından ilgilendiren bir gelişmeyi haberleştirseniz, merak edip tıklayan yok!

Siyaset ve siyasetçiyse konu.. Hele bir de merak uyandıran bir başlıkla falan verildiyse içerik..

Amanin!

Tıklayan tıklayana.

 

***

KAÇ gündür, bugün açıklanacak, yarın açıklanıyor diye dilden dile dolaşan adaylık kulisleri gündemi meşgul ediyor meselâ.

Yolda kiminle karşılaşsak, “sence ne olur, kimi aday yaparlar” diye soruyor, “nasılsın” demeden önce…

Ne yapacaksın, çok mu lazım, karnın mı doyacak; adayın kim olacağı veya kim olması gerektiği üzerine abidik bir analiz attırınca, fazladan iki ekmek mi giriyor evine?

Haydi bizim işimiz bu; haber yani.. Onu aday yaptılar, bunu yapmadılar, şu partide bunlar var, o partide şunlar falan…

Yani, bu soğuk havada tir tir titrerken, sokakta “Ahmet Akın mı kazanır, Yücel Yılmaz mı kazanır” bahsi üzerinden uzun uzun laflamanın alemi nedir?

Arkadaşın annesi ölmüş, dün toprağa vermişler, bugün karşılaşınca yolda, “adaylar açıklandı mı” diye soruyor!

Uleyn git evine otur ağla, üç beş gün yas tut, ya da üzgün görün; ne bileyim işte yap bir şeyler.

Adayları ne yapacaksın?

Üzerine saatlerce konuşup kafa yorduğun aday milleti, tanır bilir mi seni? Arayıp, “çok üzüldük, başın sağ olsun” falan dedi mi?

 

***

AMA ne yaparsın, seçim zamanı şimdi. Böyle zamanlarda siyaset konuşulur.

..ve fakat siyasetin yönü, şekli, tarzı, icraatı, adaleti, iktisadı, refahı falan filanı konuşulmalı. Kulaktan dolma kulis bilgilerini kendi bildiklerinle harmanlayıp toto loto oynamak zaman kaybı.

Bak, emekli maaşın asgari ücretin altında kaldı… Çalışıyorsan, aldığın maaş ev kiranı ödemeye yetmiyor!

Simit on iki lira oldu diye kızıyorsun meselâ.. Mikail çayı yedi buçuk lira yapmış, kahve yirmi!

Hava olsun diye CHP Milletvekili Serkan Sarı’nın kafesine oturduk geçen akşam annemle; bir ıhlamura seksen lira ödedik meselâ!

Bir tas çorbaya yetmiş lira yazıyor lokanta.

Köşedeki baharatçı, “haftaya boşaltıyorum” dedi geçen gün…

Niye ki?

On üç bin liraymış dükkan kirası, yer sahibi yirmi yedi bin lira istemiş aylık!

El insaf uleyn, hiç mi vicdan kalmadı?

Aha işte bunları konuşun uzun uzun, fikrinizi söyleyin, hayat pahalılığının hepimizi getirdiği noktayı düşünün, yorumlayın.

Benzin istasyonunun fiyat tabelasında kırk iki lira yetmiş kuruş yazıyordu mazotun karşılığında. Bugün kırk üç, yarın kırk beş, haftaya elli! Sonra televizyonda, “akaryakıta elli kuruş indirim geldi” müjdesi!..

Hayat mı dalga geçiyor bizimle, hayatımızı yönetenler mi?

Ama şu gerçek ki, dalga geçilen biziz hep…

Sonra kalk, “Hasan Avcı’yı Altıeylül Belediye Başkan adayı göstermemişler” diye üzül…

Hasan gider Hüseyin gelir, bu kere Mesut geldi…

Sen neyi düşüneceksin?

“Yaşadığımız şehir mutlu mesut olabilecek mi bu değişiklikle?”

Ha işte buna kafa yor.

Ya da ne bekliyorsun, ne istiyorsun, nasıl bir ortamda yaşamak niyetin? Yaşadığın semte, ilçeye, şehre karşı bir sorumluluğun var; yerine getiriyor musun?

 

***

KARNIMIZ doydu ya(!), artık kültür sanat falan konuşabiliriz yani!..

Yazık değil mi, asosyal asosyal yaşayıp gidiyoruz mecburen. Son çıkan kitapları takip edebiliyor musunuz? Yeni vizyona giren filmlerden haberdar mısınız? En son ne zaman bir tiyatro oyunu izlediniz?

Yoksa siz de pek çokları gibi kültürel açlığınızı yoksulla çok zengin arasında sıkışan Türkiye gerçeğinin dışa vurumu beşpara etmeyen dizilerle mi gideriyorsunuz?

Nasıl; Dilber’in Ankara havasını beğendiniz mi? Ama doğru söyleyin, elbisesi mi cezbetti sizi, frikikleri mi?

E canım abim, bunları da konuşmak lazım.. Dilber önemli.

 

***

SİYASETÇİ milletinin evreni saran çapkınlık dedikoduları, zamparalıklarıdır kahvehane köşelerinde konuşulan. Oysa, “gözünüzle görmediğiniz bir şeye inanmayın” diye öğretmediler mi hepimize?

Hem gerçek olsa ne değişiyor?

Adamın çapkınlığını değil, sizi çarpıp çarpmadığını konuşun önce.

Bir “çapkınım, çaparım” diyenler vardır, bir de çarpıp çırpanlar…

“Çalıyor ama çalışıyor” modellerimiz de var tabi; en çok onları seviyoruz!

 

***

E MADEM siyaset dedik, siyasetçi dedik, seçim, parti, aday falan.. Son kertede biz de iki kelam edelim bunlara dair.

Siyaset, ‘ÇALmak’ üzerinedir!

“ÇALmadık kapı bırakmayacağız…”

“Rakiplere ÇALım atacağız…”

“Çok ÇALışacağız…”

“Arkadan dolanıp ÇALıya takılmayacağız…”

“Bizim yönetimimizde ÇALma çırpma olmayacak…”

“ÇALkantılı işlerle uğraşmayacağız…”

“İcraat yapacağız, ÇALçene muhabbetle oyalanmayacağız…”

“Bizim siyasetimizde ÇALgı çengi, ÇALkalama olmaz…”

Falan filan işte…

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
ÇALıyor ama ÇALışıyor siyaseti üzerine bir analiz attırdık netekim!
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!