BU NEDİR?

Yıllar önce uluslararası tanınmış bir yabancı dergi (tam anımsayamıyorum ama

Newsweek, Time gibi olabilir) böyle bir başlık atmıştı İngilizcesi “What is this” diye

10 Kasım’a dair. Kapak sayfasında ve boğaz köprüsünde çekilmiş siyah beyaz saygı duruşu

resmi ile.

 

İstanbul’da bulunan yabancı bir yazar, 10 Kasım’da tam da saat 9 ‘u 5 geçe boğaz köprüsünden geçerken aracının birden durmasını önce anlamamış, kaza mı var diye bakmış, sonra taksi şoförünün indiğini,  trafiğin ilerlemediğini görünce inip bakmış. Ne görsün: tüm araçlar durmuş, herkes inmiş, kapılar açık, arabaların yanında, yolda hareketsiz insanlar, siren sesine anlam verememiş. Önüne, arkasına, aşağılara, uzaklara bakmış, gözünün görebildiği

her yerde hareket eden yok, hayat bir süre durmuş. Çok şaşırmış, ağzı açık kalmış.

 

Sonra bunu soruşturmuş, detaylı araştırmış, ama anlayamamış olacak ki yazdığı yazının

başlığı “What is this” (Bu nedir?).

Onların bilmediği, Ülkesini, devletini seven vatandaş ruhuna sahip, vatanı için canını ortaya koymaktan çekinmeyen  Türklerin, farklı yaş gruplarında da olsa Ulu Önderlerine yüreklerinden gelen sevgi, saygı, bağlılık, sorumluluk, ulusal aşk ile araçlarını durdurup aynı anda saygı duruşunda bulunmaları normal bir şey değil onlara göre.  Taksi şoförü, kamyoncu, İnşaat iskelesi, boyacı sandığı, çatı, simitçi, trafik polisi, bulundukları yere bakmaksızın tüm ülkede bu ortak kültürün yapılıyor olması ve her yıl Kasım ayının 10’unda saat 9u 5 geçe tekrarlanıyor olması anlaşılamaz, bilinmeyen, görmedikleri, örneği olmayan, garip bir şey ki başlık bu şekilde olmuş.

Bir arkadaşımdan galiba ileti ekinde gelmişti dergi kapağı ve açıklaması. Ama sonra

arama motorlarında dolaştım, bulamadım.

 

Ve kanımca bu egemen devletlerin, dünyayı yönetmeye çalışan güçlerin anlamadığı,

anlayamadığı, anlamak istemediği, çözemediği bir şeydi ve endişe kaynağıydı.

 

Farklı yaş ve eğitim seviyelerinde, farklı mesleklerde; değişik siyasi, kültür

yapılarında kişilerin kimse yönlendirmeden, uyarı, ödül, ceza, fetva, yaptırım, vaad,

her hangi bir çıkar, puan içermeden sadece yüreklerindeki Ülke sevgisi, saygı ve bağlılıkla Kurtarıcılarını anmaları onlara göre normal değildi. Hem de kendileri açısından tehlikeli, zararlı bir bütünleşmeydi.

 

Ve kanımca hızlanan yüce önderimize saldırılar, farklı alanlarda yıpratıcı çalışmalar,

hakarete varan uydurmalar, olmayan tarih yalanları ve hatta mahiyeti, parasal destekçisi

belirsiz Mustafa filmi…

 

 

 

Acaba bu sevgi, saygı;  işgalci ve sömürgeci kafayla uzaktan planlar yapanları rahatsız etmiş olabilir mi?  “Bu böyle olmamalı, bir ülkede hepsi tek vücut olabilecekleri bir Devlet Kurucusunun gıyabında ilkeleri, saygınlığı, vatan sevgisi, bayrak aşkı, ulusal bağımsızlık ülküsü etrafında hala buluşabiliyorlarsa bu yok edilmeli, yıpratılmalı. Bu, devletin kurucu önderine sevgiyle, özlemle bağlılık ise bu önder yıpratılmalı, kötülenmeli, bu birliktelik bozulmalı”  diye düşünmüş olabilirler mi?

 

İleride tarihçiler bunu detaylı ve net olarak ortaya çıkaracaktır ama yalan tarihler, uydurma

sözlerle kötülemenin birden ve birçok koldan başlayıp hızla ilerlemesi tesadüf değildir.

Mustafa filminden İngiliz gemisiyle kaçan son padişahın asıl kurtarıcı olduğuna, aslen Türk olmadığından Annesi Zübeyde Hanım hakkında yalanlara, din yönünün olmadığından ajan olduğuna kadar nice yalan ve iftiralar gündemde dolaştırıldı.

Edebiyat mezunlarına sipariş tarih kitapları yazdırıldı, keşke yunan kazansaydı diyenler adam sayıldı. Heykellerine saldırılar, resimlerine hakaretler yapıldı. Türk bayrağı ile Atatürk resmini asmak, bulundurmak suç sayılır oldu, televizyonlarda bazı kanallar maç anlatır gibi  yalanlar kustu.

 

Ta ki 15 Temmuz’a kadar.

Anlaşıldı ki Mustafa Kemal ATATÜRK bu ülkenin kurtarıcısı, küller arasından Türkiye

Cumhuriyeti Devleti’nin Kurucusudur. Tüm dünyada ezilen ve sömürge ülkeler için umut ışığıdır. Her yıl  büyüklüğü, saygınlığı, zekası, yöneticiliği, komutanlığı, ileri görüşlülüğü, alçak gönüllülüğü

daha iyi anlaşılan örnek, istisna bir devlet adamıdır.

3.Cumhurbaşkanı rahmetli Celal BAYAR’ın dediği gibi “Atatürk’ü sevmek milli ibadettir”

 

Eğer bugün Filistin gibi vatansız, Somali, Sudan, Malezya, Senegal gibi sömürge; Yemen, Afganistan gibi aç, Pakistan gibi karışık, İran, Suudi Arabistan gibi çağdışı değilsek; İslam ülkeleri arasında en ileri kültür seviyesi ile bilimi yakalamışsak O’nun sayesindedir.

 

Yüzlerce yıllar da geçse Mareşal Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK’ün değeri dünyada daha iyi anlaşılacak; belirttiği ilkeler ışığında Türkiye Cumhuriyeti Devletimiz ilelebet payidar kalacaktır .

 

Ruhun şad olsun büyük Atam..

Exit mobile version