BALIKESİR’İ KUZEY MARMARA’NIN ÇÖPLÜĞÜ YAPMADAN ÖNCE…

İLLA Kİ ‘sanayi şehri’ olacağız. Marmara ve Ege illeri sanayi tesisleriyle, fabrikalarla dolup taşmış..

Balıkesir eksikli mi kalsın yani.

İstanbul’dan, Bursa’dan, Kocaeli’den, Manisa’dan, İzmir’den artan ne varsa getirin!

Bu mudur talep?

 

***

BÜYÜKŞEHİR Belediye Başkanı Zekai Kafaoğlu, Marmara Belediyeler Birliği toplantısında konuşuyor:

“Balıkesir’e yatırım yapmak isteyenleri bekliyoruz. Geç kalanlar için pahalıya mal olur. OSB’lerimiz doluyor, yenilerini yapıyoruz. İstanbul sanayiden arındırılıyor, Kocaeli dolu, Bursa dolu, ilk durak Balıkesir.”

Kilit cümle şu:

“İstanbul sanayiden arındırılıyor.”

Siz onu, “Kuzey Marmara sanayiden arındırılıyor” diye anlayın.

Ne kalıyor geriye?

Güney Marmara!

 

***

ÇÜNKÜ Marmara’nın kuzey tarafı çok kirlendi. Tarım arazileri kirlendi, su kirlendi, doğa kirlendi, insan kirlendi.

Marmara Denizi kirlenmenin doruğunda zaten.

ORALARDAN artan ne varsa getirin o zaman.

Göreceli temiz kaldıydı bizim buralar..

Kirletmek lazım!

 

***

KUZEY Marmara’yı tehdit eden sanayi doluluğunu, Balıkesir bölgesine kaydırıp oraları rahatlatmak mıdır amaç?

Öyle.

Yıllar önce Marmara Belediyeler Birliği’nde konuşulmuştu bu mevzular.

Oraların artık sanayisini Güney’e kaydırma hedefi.

O zamanlar da dediydik, yine diyelim:

“Balıkesir’i Marmara’nın çöplüğü yapacaklar…”

 

***

KİMYA ve metal sanayisini Bandırma bölgesine taşıma gayreti uzun süredir var zaten.

Bandırma’ya Rotterdam gibi bir liman yapma hayallerinin ardındaki niyet de buydu.

Bölgedeki zeytinlikleri kaldırıp yerine sanayi tesisleri yapma hedefleri vardı.

Yine var.

1/100.000’lik çevre planlarında hayli büyükçe bir alanı mor renge boyamışlardı.

Sanayinin rengi yani…

 

***

NEYMİŞİZ; bir taraftar turizm şehri, bir taraftan tarım ve hayvancılık şehri, bir taraftan da sanayi şehriymişiz.

Emlak değeri en yüksek vilayetmişiz.. Yatırım için acele etmeliymiş yatırımcı milleti, yoksa çok pahalıya mal olurmuş.

“Balıkesir’e yatırımcı gelsin de, hangi alanda gelirse gelsin” modundayız yani.

Kara kara tüten fabrika bacaları, termik santraller, çevrede onarılamayacak tahribata neden olan sanayi tesisleri falan.. Ne varsa Kuzey’den arta kalan, oralarda barınamayan.. Gönderin gelsin!

Bu mudur mantık?

Budur.

 

***

ŞİMDİ bunları yazdık diye ‘sanayileşmeye karşı’ diye düşünürsünüz siz.

Sanayileşmeye karşı olmadık hiç; sadece “her yer sanayi şehri olmak zorunda değil” diyoruz.

İstanbul’un, Kocaeli’nin, Bursa’nın üstündeki grilik bizim buraları kaplamasın diyoruz.

Balıkesir’i geleceğin kirli şehirleri listesinde görmeyelim istiyoruz.

“E ama Balıkesir’de işsizlik var, istihdam alanları yaratılması fena mı?..”

Onun bunun artık sanayisiyle mi istihdam sahaları açacaksınız?

O kirlenmişliğin içinde, asgari ücretle karın doyurma telaşıyla, geleceği düşünmeden.

 

***

TÜRKİYE’yi doyuran vilayetiz ya..

Tarımdan bahis açıldı mı, “Balıkesir tarımın başkenti…”

Hayvancılıktan bahis açıldı mı, “Balıkesir hayvancılığın başkenti…”

Tarım ve hayvancılığa dayalı sanayileşme olsa.. Bu potansiyele uygun yatırımlara yönelinse..

Eyvallah.

Ama, ada vapurundaki işportacı gibiyiz.

Malı satmak için her türlü renge giriyoruz.

Göz korkutma da var:

“Geç kalanlar için iş pahalıya mal olur, ona göre…”

 

***

MARMARA Belediyeler Birliği toplantısının ev sahibi Balıkesir Büyükşehir Belediyesi.

Birlik üyesi başkanlar, Güre Adrina Otel’de ağırlanıyor.

Konuklara panoramik bir Kazdağı turu da yaptırılıyor.

Kazdağı denince ne geliyor akla ilkin?

Oksijen.

Hani şu Alplerden sonra Kazdağları’nda en yoğun  olan şey.

Özgün dokusu bozulmamış köyler, zeytin ağaçları, çam ormanları, şırıl şırıl akan dereler, doğal güzellikler falan.

Böyle bakınca, “ne muhteşem yermiş buralar” deriz haliyle.

Keşke Balıkesir’den Çanakkale’ye uzanan dağ zonundaki yüzlerce maden ocağından da söz etseydiniz.

Aynı güzergahtaki termik santrallerin bacalarını gösterip, “ocaklarımız tütüyor çok şükür” falan diyeydiniz.

“Burada da bir Belediyeler Birliği var; Ege ve Marmara Çevre Belediyeler Birliği adı.. Onlara da bi uğrayıp kahve içelim” meselâ…

Uğrasaydınız da, birer dosya verselerdi tüm konuklara..

Şu gördüğünüz güzelliklere iyi bakın, birkaç yıl sonra göremeyeceksiniz” deselerdi size.

Madenciliğin hoyrat eliyle, turizm ve doğa cenneti bölgeyi nasıl bir akıbetin beklediğini öğrenirdiniz.

 

***

MEVZU derin.. Sayfalar yetmez neyin ne olduğunu anlatmaya.

Özeti şudur:

Balıkesir’i böyle pazarlamayın.

Bu memleketi, sanayi kenti yapmak adına Kuzey Marmara’nın çöplüğüne dönüşmesine rıza göstermeyin.

Exit mobile version