ASRIN BULUŞMASI BİR TUZAK MIYDI?

31 Mart öncesi Ekrem’in ısrarlı canlı yayın davetleri rakibi Binali tarafından kabul edilmemiş. 17 yıllık iktidar döneminde canlı yayınlardan hep kaçılmış. Kaybedeceklerine inanmadıkları 31 Mart seçimini kaybedip, seçim tekrarı da sağlanınca 23 Haziran seçiminden önce canlı yayın bir kurtuluş ‘çare’ olarak kabul edilmek zorunda kalınmış.
17 yıl canlı yayından uzak duran taraf bir anda muhalif isim Uğur Dündar’ı önermiş, kabul etmeyince yine muhalif isim İsmail Küçükkaya önerilerek; rakibine bir nevi kim olursa olsun korkum yok mesajı verilmek istenmiş. Hatta vız gelir tırıs gider demiş!

EKREM İMAMOĞLU’NA YAYIN TUZAĞI MI KURULDU…
Yayın bitti, bitmesine ama acımasız tartışması devam ediyor, bırakın seçim süresince tartışılmasını çok daha uzun süre tartışılacak gibi!
Adaylardan önce, partilerinin yetkilileri bir araya gelerek protokoller yapmış, adaylar isterse moderatör ile görüşebilir denmiş ve fakat Ekrem İmamoğlu’nun yayın öncesi görüşmesi rakibi ve yandaş-havuz medyası tarafından köpürtüldükçe köpürtülüyor.
Şimdi insanın aklında olmadık düşünceler birbirini kovalıyor.
17 yıl yayından uzak duran AKP bir anda yayını neden kabul etti… Uğur Dündar ismi ortaya atılıp, farklı çevrelerden oluşturulan baskılarla kabul etmemesi mi sağlandı… Tartışma önerisini ilk yapan Didem Arslan Yılmaz ve birçok gazeteci dururken neden İsmail Küçükkaya ismi önerildi… TRT ve birçok kanal dururken neden muhalif, Amerikan menşeli FOX kanalının önderliğinde yayın kabul edildi?
Bunların tümü Ekrem İmamoğlu’nu tuzağa düşürmek için bir kurgu muydu?
Olur mu canım demeyin…
Yayın öncesi sayısız endişe ve kaygı vardı; bunlar bunca yıl bu yayını kabul etmişse bir çapanoğlu olabilir…
Önce Ekrem’e birileri tarafından Binali yayın öncesi soruları istemiş bilgisi fısıldandı… Ekrem bunu dile getirdi, karşı taraf hemen yalanladı, Ekrem yalancılıkla suçlandı.
Yayın bittiği andan itibaren belli Twitter hesaplarından Ekrem soruları önceden aldı iddiaları ortaya atıldı. Hiç olmaması gereken ‘kişisel bilgilerin korunması kanununa aykırı, kişisel hayatın gizliliğine ait bilgiler, kamera görüntüleri’ basına servis edildi.
Suç olduğu halde bu bilgileri kim servis etti? Devlet baskısı ve devlet koruma garantisi olmadan herhangi bir güvenlik görevlisi, ticari itibarı zedeleneceği, ticari geleceği olumsuz etkileneceği bilindiği halde büyük bir ‘otel’ bu bilgileri verebilir mi? Bu bilgileri, kim ve kimler, kimin, hangi kurumun baskısıyla bu görüntüleri verdi?
Vermez, veremez…
Ama tüm hukuksuz davranışlara rağmen o görüntüler üzerinden Ekrem İmamoğlu otel odasında İsmail Küçükkkaya ile neden görüştü? Bence Ekrem hiç görüşmemeliydi. Ve fakat yayın öncesi adaylar moderatörle görüşebilir fikri kabul görmüş. İsmail Küçükkaya Ekrem’e; sizinle görüştükten sonra Binali ile de görüşeceğini söyleyerek görüşme teklifi yapmış!
NİYE GÖRÜŞMÜŞ…
Önceden soruları almak için. Allahınızı severseniz, soruları almak için yüz yüze görüşme yapmaya gerek yok ki! Günümüz teknolojisinde bunun bin türlü yolu var.
Bütün bunlara baktığınızda EKREM İMAMOĞLU’NA YAYIN TUZAĞI KURULMUŞ olma ihtimali akıllarda…
AYRICA…
Bugüne kadar FETÖ iddialarına muhatap olanlar, suçlamalar karşısında, suçlama delilleri hukuksuz yollardan elde edildiği için kabul edilemez demedi mi? Mahkemeler birçok delili hukuksuz yollardan elde edilen deliller kapsamında yok saymadı mı?
Nasıl ki devlet baskısıyla YSK üzerinde oluşturulan baskıyla seçimler iptal ettirildiyse…
17 yıl sonra yayını kabul edenler tam bir kurgu planla rakiplerini tuzağa düşürmek istemişlerdir.
Vatan Şaşmaz’ın cinayet görüntülerini servis edenler yargılandı…
Bakalım şimdi lobi, asansör, girdi, çıktı, indi, bindi görüntülerini servis edenler hakkında hangi işlemler yapılacak? Şimdi beklenen; Ekrem ile İsmail arasında geçen konuşmalarında servis edilmesi!
İstanbul kararını çoktan vermiş, bu girişimlerin hepsi nafile çırpınış…
Birkaç gündür İstanbul’dayız bütün her yerin Binali afişleriyle donatılması, medyanın Ekrem’e saldırması sokağı pek etkilemiyor; sokak birinci seçimdeki tavrında ısrar ediyor.

Exit mobile version