Bugüne kadar her düzeyde; bir konuşursam yer yerinden oynar, bir konuşsam Türkiye sallanır, bir konuşursam insan içine çıkamazsın, kimsenin yüzüne bakamazsın, benzeri tehdit veya iddialarını çok duyduk. Çok tanık olduk. Ama ne yazık ki şimdiye kadar ne konuşan, ne de niye konuşmuyorsun konuş diyeni gördük. Çoğu iddialı açıklamalar yargıyı veya bazı resmi kurumları harekete geçirmesi gerekirken, onlardan da bir hareket görülmedi.
Bu defa bildiklerimi açıklarsam-konuşursam diyen kişi uzun dönem Erdoğan’ın çok önem verdiği prneslerinden Ahmet Davutoğlu’ydu. Önce danışman yapılan, milletvekili olmadan dışarıdan bakan yapılan, Abdullah Gül’ün partiye dönüşünün önünü kesmek için hızlıca parti genel başkanı ve başbakan yapılan özel! kişiydi.
O özel önem verilen kişi yüzde 50’nin üzerinde seçmenden oy alan başbakan, resmen parti içi bir darbeyle görevden uzaklaştırıldı. Kenara atıldı.
O özel önem verilen Ahmet Davutoğlu özellikle Haziran 2015/Kasım 2015 iki seçim arasındaki artan terör olayları sonucu Haziran’da kaybedilen iktidarın, Kasım’da tekrar kazanılma sürecine dair dönemin Başbakanı olarak Sakarya’da bir toplantıda terörle ilgili mücadelede bazı bilgileri yapılanları-yapılmayanları açıklarsam, birileri insan içine çıkacak yüzü bulamaz benzeri bir açıklama yaptı.
Hiç kuşku yok bu çıkış çok ses getirdi. Özellikle insan içine çıkacak yüz bulamaz dediği muhatapları bu tehditvari açıklama karşısında çok yüksek bir tepki göstermedi. Olabildiğince yumuşak geçiştirildi. Denilebilir ki, canım daha ne olsun, Erdoğan başkanlığında toplanan MYK kesin ihraç kararı aldı. Evet ama o daha sonra alınan bir karar.
Burada esas anlaşılmayan AKP dışındaki, daha çok muhalif diye tanımlanan çevrelerden ve muhalefet partilerinden Ahmet Davutoğlu’nu konuşturmamaya; sende o dönemlerin sorumlusu-suçlusu olduğuna yönelik yükselen tepkiler.
Tamam hadi konuşmuyor rahatladınız mı…
Konuşmasından siz niye rahatsız oluyorsunuz…
Konuşursa sizin sırlarınızı mı ifşa edecek… Veya o dönemin yaşananlarını en iyi bilenin konuşmasına mani olunca siz o bilgilere nereden ve nasıl ulaşacaksınız…
Bırakın konuşsun…
O dönemde nelerin olduğunu veya olmadığını en iyi bilecek olan o dönemin uygulayıcısı olarak Ahmet Davutoğlu, konuşsa nelerin olduğunu veya olmadığını bileceğiz.
Vaay sende o dönemin sorumlususun. Senin de o dönemle ilgili kabahatlerin, hataların var sen nasıl olurda o dönemle ilgili konuşacağım dersin suçlamalarıyla her cepheden Davutoğlu’na yüklenildi. Davutoğlu artık konuşur mu, konuşmaz mı bilemeyiz. Ama şu bir gerçek ki Davutoğlu öyle veya böyle konuşmazsa yaşadıklarını öğrenme şansımız artık yok. Konuşmaması, konuşmasın diyenlerden daha çok, konuşmasından korkan dönemin aktörlerini rahatlatacaktır. Sus konuşma sende o dönemin sorumlu aktörüsün diyenlerde hiçbir zaman o sırları öğrenemeyecek.
İKTİDARDAN ÇATIRTI SESLERİ YÜKSELİYOR
Kim ne ederse desin iktidar cephesinde doğum sancıları var. İktidar ikiz doğum yapacak. Ali Babacan kurucusu olduğu AKP’den kendisi istifa etti, ayrıldı. Meclis’in açılması ile birlikte yılsonuna doğru Abdullah Gül’ün teknik direktörlüğünde hazırlığını yaptığı partiyi kuracak. Kurulma aşamasında isimler bazında küsen isimler olduğu gibi sağdan ve soldan değişik isimlerler yoğun temaslar devam ediyor. Partinin kurulması kaçınılmaz bir gerçeklik, geriye dönüşü yok.
Ahmet Davutoğlu il gezilerini sürdürüyor. Genel başkan ve başbakan sıfatları nedeniyle gittiği illerde muhatap bulmakta zorluk çekmiyor. Babacan gibi istifa etmediği için kendisi ve beraber olduğu bazı isimlerle ilgili kesin ihraç süreci başlatıldı. Disiplin sürecinin sonlanmasını mı bekleyecek yoksa süreç sonlanmadan istifa mı edecekleri kendi içlerinde tartışması sürüyor. Aslında rasyonel olan süreci beklemeden istifa etmeleridir. Siz zamanında partinin Erdoğan’ın partisi olduğunu kabul etmişsiniz, parti içinde muhalefet ederek kongrelerden partinin başına geçme şansınız olmadığına göre. İster ihraç yoluyla, isterlerse kendi istekleriyle ayrılsınlar, ayrı bir parti kuracakları kesin.
O halde 2020’ye AKP’nin ikiz doğumuyla şimdilik iki yeni partiyle girilecek.
Yazıyı yazdıktan sonra Babacan’ın beklenen açıklaması medyaya düştü, açıklamalarla ilgili değerlendirmelerimiz bir sonraki yazıya…
