27 MAYIS SONRASI İKİ KALKIŞMA HAREKETİ

27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesinden sonrası incelenirse Türkiye’nin oldukça sakin ve istikrarlı bir döneme girdiği görülecektir.

Bu dönemde enflasyon tek hanelidir, anarşi ve terör yoktur, laiklik karşıtı hareketler, kıpırdanmalar yoktur. Buna rağmen Kara Harp Okulu Komutanı Talat Aydemir, 22 Şubat 1962’de ayaklanmış, iktidarı askeri bir darbe ile ele getirmeye kalkışmıştır.

Başbakan İsmet İnönü ve Genel Kurmay Başkanı Cevdet Sunay kalkışmayı beraberce önlemişlerdir. Kurmay Albay Talat Aydemir ve Binbaşı Fethi Gürcan yakalanmış, hapsedilmiş ama daha sonra affedilerek emekli edilmişlerdir.

Talat Aydemir’in ikinci defa kalkışma hareketinin tarihi 22 Mayıs 1963’dür. Bu ikinci kalkışma hareketi de birincisinde olduğu gibi Başbakan İsmet İnönü ve Genel Kurmay Başkanı Cevdet Sunay tarafından önlenmiş, Talat Aydemir ve arkadaşı emekli Binbaşı Fethi Gürcan yakalanarak hapsedilmişlerdir. Daha sonra da mahkemeye verilmişler, her iki kalkışmacı idam cezasına çarptırılmıştır. Cezalar 1964 yılının yaz aylarında Ankara Merkez Ulucanlar Cezaevi’nde infaz edilmiştir, yani asılmışlardır. Ankara Ulucanlar Cezaevi, bilindiği gibi pek çok idam cezasının uygulandığı cezaevidir. Bu cezaevi günümüzde müzedir, idamlarda kullanılan darağacı da burada sergilenmektedir.

Talat Aydemir’in önderliğindeki bu kalkışma hareketleri 1961-1965 arasındaki istikrarlı dönemi bozmamış, kalkışmaları milletimiz hissetmemiştir. Türkiye sükunetle ve huzur içinde 1965 seçimlerine gitmiştir.

Bu kalkışmaların arkasında hangi iç ve dış güçler vardır?

Kalkışmalar başarılı olsaydı Türkiye nasıl bir şekil alacaktı?

Talat Aydemir cumhurbaşkanı mı olacaktı?

Bu tarihlerde Türkiye’nin başında Atatürk’ün sağ kolu İsmet Paşa bulunuyordu. İsmet Paşa’ya karşı söyle bir hareket nasıl göze alınabilmiştir?

Bu soruların hiç birisi bugüne kadar cevaplandırılmamıştır. Yani bu kalkışmaların üzerindeki sır perdesi bugüne kadar aralanmamıştır.

Talat Aydemir ve Fethi Gürcan’ın mezarları belli değildir. Darağacı bellidir ve yukarıda da belirttiğimiz gibi şimdi müze olan Ankara Ulucanlar Cezaevinde sergilenmektedir.

Exit mobile version