“Türkiye 2’inci deprem kuşağında ama deprem ölümlerinde dünyada 3’üncü sırada”

Hilmi DUYAR / POLİTİKA / Burhaniye Ören Turizm Kültür ve Sanat Festivali’nde, Marmara depreminin 24’üncü yıl dönümü nedeniyle gerçekleştirilen, “24’üncü yılında deprem gerçeği” konulu söyleşiye katılan Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, 1999 depreminin milat olmaktan çıktığını onun yerine 6 Şubat 2023 depreminin milat olarak alınması gerektiğini savundu. Siyasilerin, yöneticilerin, deprem için “Takdiri İlahi” gibi söylemlerine tepki gösterdi.

 

 

Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan Kahramanmaraş merkezli 11 ili kapsayan depremlerin ne zaman durulacağını herkesin merak ettiğini belirterek, “1999 depremi milat olmaktan çıkmıştır. Onun yerini 6 şubat alması gerekiyor. 6 Şubat’taki depremin toplam büyüklüğü 8’dir. Türkiye sekiz büyüklüğündeki depremi daha önce görmedi. Burada 4 deprem oldu. 4 depremde 4 ana kırıkta oldu. İlk deprem, Ölüdeniz kırığı üzerinde oluştu. Ölüdeniz kırığı çağlardır hep dingin ve hiç sesini çıkartmıyordu. Jeofizik mühendisleri depremin nerede olacağın, hangi büyüklükte olacağını bilir ama zamanını bilemez. Malatya, Elazığ depreminden sonra Kahramanmaraş’ta 7.6 büyüklüğünde bir deprem bekliyoruz diye açıklama yapmıştık ama zamanını bilmiyorduk. Fakat bu deprem bir tane olmadı. Önce 7,8 büyüklüğünde Pazarcık’ta. Ölüdeniz kırığı üzerinde oldu. Daha sonra 7.6 Nurhak ve 7.5 büyüklüğünde Elbistan’da oldu. Bunların hepsi farklı kırıklar üzerinde gerçekleşti. Bir tane Ölüdeniz kırığında, daha sonra Doğu Anadolu kırığında, daha sonra ise Sürgü kırığında oluştu. En son deprem de Hatay’ın güneyinde Kıbrıs yayı üzerinde oluştu. Dünya üzerinde eşi benzeri olmayan bir olay gelişti” diye konuştu  

Depremler iyi yönetilemezse afete dönüşür

Prof. Dr. Ercan, depremlerin, afete dönüşmemesi için devletlerin önceden tedbirler alması gerektiğini, halkın bilinçlendirilmesinin şart olduğunu ifade etti. Ercan, “Depremler eğer iyi yönetilemezse afete dönüşür. Bizde de öyle oldu. Ben 1970 yılından beri depremler üzerine çalışıyorum. Üniversitede asistanken, Gediz depremini görmüştüm. 1970’ten beri Türkiye’nin adı, hep deprem ölümleriyle anıldı. Neden böyle? Amerika’da 1906’da San Francisco depreminden sonra yıkıcı birçok deprem olmuştur ama San Francisco depremi kadar öldürücü ve yıkıcı olmamıştır. Amerikalıların güzel bir sözü vardır. Biz hatalarımızdan ders almayı bilen bir milletiz derler. 2 hata 1doğru yapmaz derler. Türkiye birinci derece deprem ülkesi değildir. Çünkü birinci derece deprem ülkesi olmanız için 8’den daha büyük depremlerin olması gerekiyor. Türkiye’nin tarihinde 8 ya da 8’den daha büyük bir deprem yoktur. Türkiye ikinci derece deprem ülkesidir. Ama deprem ölümleri bakımından Türkiye, dünyada ilk 3’e giriyor. Bunun 3 nedeni var. Birincisi yönetimin yetisi ve erki, İkincisi, ekonomi ve yoksulluk olayı. Üçüncüsü halkın eğitim durumu. Bu 3 olay olumsuzsa depremin adı ölüm oluyor. Siyasiler doğruyu söylemiyorlar. Ama bilerek, ama bilmeyerek. 1970 yılında Gediz’e gittiğimde zamanın başbakanı Süleyman Demirel gelmişti. Ben asistandım. Deprem bölgesini gezerken şunu söyledi. ‘Deprem, takdiri ilahidir. Bu sizin alın yazınızdır. Alın yazısı değiştirilemez. Ama devletimiz büyüktür. Bütün sorunlarınız çözülecektir. Ben o zaman asistandım, dinledim. Daha sonra 1999 depreminde incelemeler yaparken Süleyman. Demirel bu kez Cumhurbaşkanı olarak geldi ve ayni sözleri söyledi. Ondan sonra Van, Malatya, Sisam depremleri oldu ve ondan sonra da 11 il depremi oldu. 11 il depremi olduğu zaman siyasiler değişmişti, bu sözler değişmemişti. ‘Deprem takdiri ilahidir, bu sizin yazgınızdır.’ Bunu dediğiniz anda her şey bitiyor. Siyasiler diyor ki, ‘Bu bizim suçumuz değil. Biz devleti gayet iyi yönetiyorduk, Allah böyle takdir etti. Bu da sizin alnınızın yazısıdır.’ Hatta buna bir ekleme yaptılar, dediler ki depremde ölenlere şehit denir. Depremden ölmenin yazgı olduğuna inanırsanız, o zaman depreme çare bulmak mümkün değildir. Temel sıkıntı bu, halkın eğitilmesi ve bilinçlendirilmesi gerekiyor. Siyasilerinde bilimsel konuşmaları gerekiyor. Depremin bir takdiri ilahi değil takdiri siyasi olduğunu söylemeleri gerekiyor

Exit mobile version