SALGINA KÖRÜKLE GİTMEK!

DÜŞÜNEN ADAM

 

Covid-19 mücadelesini kazandık, kazanıyoruz, Dünya’ya örnek olduk, yardım ettik derken salgın yeniden yayılmaya başladı. Ekonomiyi canlandırmak adına -“kontrollü normalleşme”- tanımlamasıyla alınan kararlar açıklandı. Topluma iyimserlik doğdu. Ancak iyimserlik art arda yaşanan üç “etkinlikle” önce endişeye, giderek karamsarlığa, ümitsizliğe dönüştü, dönüşüyor. Ayasofya’nın ibadete açılması, Bayram manzaraları ve tatiller.Bunlara ilâveten, güvenlik güçlerinin sahadaki maske kontrolleri, uyarıları, maske takmayanlara uygulanan idari para cezaları, toplu taşıma araçlarının denetimleri önemli ölçüde azaldı.

Oysa İçişleri Bakanlığı kısıtlamaların  olduğu dönemde “bir gece ansızın” gece yarısına bir buçuk saat kala ertesi gün için sokağa çıkma yasağı kararı alındığını açıklamıştı. Ertesi gün istifa eden Bakan, aynı gün kararını değiştirerek göreve devam kararı almış, Sağlık Bakanı da “kendisi ile uyum içinde çalıştığını” açıklamak gereğini duymuştu!

Temmuz ayı başında gündeme Ayasofya getirildi ve jet kararlarla 24 Temmuzda ibadete açıldı. Açılış günü 350 bin kişinin Sultanahmet Meydanında toplandığını Cumhurbaşkanı’ndan öğrendik. Meydanın yüzölçümünü bilmiyorum ama her halde metre kareye düşen nüfus Tokyo metrolarından aşağı değildir! Salgınla mücadelede “sosyal mesafe”nin sürekli hatırlatıldığı bir dönemde bunu da gördük…

Kurban satış ve kesim yerlerindeki manzaralar, tatile gidenlerin sorumsuzluğu, duyarsızlığı da eklenince golleri arka arkaya kalemizde gördük, görüyoruz.

 

Sorular:

ı) Ayasofya neden 24 Temmuzda açıldı? Gecikse ne olurdu? Önümüzde daha 30 Ağustos, 29 Ekim varken aceleye ne gerek vardı? Amaç Lozan “hezimetini!” zafere çevirmek ise bu günler ne güne duruyor? (2020, 2021, 2022. 2023’ün garantisi yok)

ıı) Salgınla mücadele kapsamında İran İslâm Cumhuriyeti’nde bayram namazı yasaklandığı haberlere geçti. Bizde de yapılamaz mıydı? Yapıl(a)madıysa neden?

ııı) Toplumun her kesimdeki geleneksel ve yaygın yasak tanımazlığı, umursamazlığı, sorumsuzluğu “mili irade her şeyin üstündedir” varsayımından dolayı mı“dokunulmaz” sayılıyor, bunlara müsamaha ediliyor?

 

Düşünen Adam

Exit mobile version