KANAL - ŞEHİR İSTANBUL!

Abone Ol
KAZANANI ŞAHISLAR, EGOLAR DEĞİL; ÜLKE OLSUN Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan çılgın projesini çılgınca savunuyor. Bu bir siyasi karardır, siyasi olarak yapılmasını bütün risk faktörlerine rağmen sonuna kadar savunurum. Proje finansmanı bulunabilirse bulunur, bulunamazsa devlet projesi olarak yaparız diyor. Zaten de devletin İBB hariç bütün kurumları emrinde olduğuna göre ilgili söz sahibi bütün paydaş kurumlar Erdoğan’a göre pozisyon alıyor, almak zorunda kalıyor! İBB BAŞKANI EKREM İMAMOĞLU ise haklı olarak ‘ben bu kentin belediye başkanıyım, benim de söz ve yetki hakkım olmalı’ diyor. Ve yine olası çevresel faktörler, su sorunu ve deprem riskleri de dikkate alınarak tartışılsın diyor. Bu konuda bilim insanlarının katılımlarıyla çalıştaylar düzenliyor. Bilim insanları, siyasi çevreler ve toplumun diğer kesimlerini çalıştaylarda bir araya getiriyor. Yani en uzlaşılması gereken hayati bir konuda bırakın uzlaşmayı tamamen ters kutuplara ayrılındı. Partili cumhurbaşkanı Erdoğan; sonuçları ne olursa olsun yapılacak anlayışıyla kendisini ve siyasi kariyer ve geleceğini ortaya koymaktan imtina etmiyor. İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu yapılmasına tamamen karşı olduğunu söyleyerek uzmanlar ve bilim insanları tartışsın kamuoyunu ve beni ikna etsin diyor. Bütün otoritelerin korkusu İstanbul’da olası bir depreme yönelik alınması gereken tedbirler (4,7 son depreme rağmen) gözardı edilip tartışılmazken, boğazdaki şüpheli kazalarla projeye yönelik algı oluşturulmaya çalışılması toplumun dikkatinden kaçmıyor Hiç kuşku yok bu tartışmaya; geleceğin cumhurbaşkanlığı erken düellosu olarak bakan çevreler de az değil… Bu konuda görüş ortaya koyanların önemli bir bölümü de buraya harcanacak kaynaklar daha acil, daha hayati alanlarda kullanılsın diyor. İyi de zaten ortada böyle bir kaynak yok ki! Bulunabilirse bulunacak. Bulunamazsa bugüne kadar olduğu gibi KÖİ (Kamu Özel İşbirliği) sistemi ile yapılacak, yüksek taahhütler verilecek ve muhtemeldir ki; ödeme garantileri ile hazine yüksek bir riskin altına girecek. Kişisel kaprisler ve egolar değil, akıl ve bilim... Kazanan kişiler değil, ülke olsun. Tabi ki siyasi irade-felsefe karar verebilir ama kaprislerle, duygular ve egolarla değil; rasyonaliteyle versin. Rasyonalitenizi kaybetmişseniz; halka sorun…