BU RAKAMLARLA SÜT HAYVANLARI KESİME GİDER

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Karesi ve Altıeylül İlçeleri Süt Üreticileri Birliği Başkanı Cihat Şimşek Ulusal Süt Konseyi’nin önceki gün açıkladığı desteklemeyle birlikte 3,40 TL’lik fiyatı POLİTİKA’ya değerlendirdi. Çiğ süt fiyatının Gıda Komitesi tarafından belirlenmesinin yanlış olduğunu belirten Cihat Şimşek girdi maliyetlerinin ve ara hizmetlerin eklenmesiyle fiyatın en az 4 lira seviyelerinde olması gerektiğini ifade etti.

 

Açıklanan çiğ süt fiyatı sonrasında yem-süt paritesiyle birlikte girdi maliyet hesabının kalmadığını söyleyen Süt Üreticileri Birliği Başkanı Cihat Şimşek ülke genelinde sürekli zam isteyenler olarak anılmaktan duydukları rahatsızlığı dile getirdi. Gıda Komitesi’nin derhal tasfiye edilmesini de isteyen Cihat Şimşek düşük kalan süt fiyatıyla para kazanamayan üreticilerin hayvanlarını kesime gönderebileceğini sözlerine ekledi.

 

“SÜT FİYATINI GIDA KOMİTESİ BELİRLER SÜT KONSEYİ DUYURUR”

Karesi ve Altıeylül İlçeleri Süt Üreticileri Birliği Başkanı Cihat Şimşek süt fiyatlarıyla ilgili yaptığı değerlendirmede şunlara yer verdi:

“Normal şartlarda süt fiyatları Ulusal Süt Konseyi denilen kurum tarafından belirleniyordu. Bu kurumun içinde hem üniversitedeki hocalarımızın, Tarım Bakanlığı yetkililerinin, sanayici arkadaşlarımızın ve diğer tarafta da bizim gibi üretici temsilcilerinin bulunduğu yönetim kurulu tarafından ortaklaşa sektör toplantısı adı altında bütün mali tablolar ortaya konarak fiyatlarımız iki yıl öncesine kadar bu şekilde belirlenirdi. Piyasa şartları, maliyet, arz-talep, ihracat-ithalat, nüfus yoğunluğu, turizm yoğunluğu gibi kriterler dikkate alınarak altışar aylık dönemleri kapsayacak şekilde belirleniyordu. Tabi arada afaki değişiklik olduğunda da Süt Konseyi tarafından süt fiyatı revize edilirdi. İki yıl öncesinde çıkan yönetmelik, kararnameyle Ulusal Süt Konseyi pasifize edildi. Bunun yerine süt fiyatları ekonomi tarafında görev alan bürokratlar, Hazine-Maliye tarafında bürokratların olduğu, Merkez Bankası’nın da sekretaryasını yürüttüğü bir Gıda Komitesi tarafından belirlenir hale geldi. O gün de itirazlarımızı yaptık, fakat dikkate alınmadı. Burada enflasyon ve diğer rakamlarla; işte tüketim ayağındaki insanların alım gücü de dikkate alınarak fiyatların belirlenmesi yönünde görüş bildirdiler. İki yıldan beri çıkan fiyatlar; oluşan fiyatları Gıda Komitesi’ndeki arkadaşlar belirler, Ulusal Süt Konseyi’ne gönderirler ve onlar da sadece duyururlar. Bizim en büyük sıkıntımız iki yıldır bu durumdur.

 

“GIDA KOMİTESİ ÜRETİCİ FİYATLARI BASKILANIYOR”

Gıda Komitesi’ndeki arkadaşlar süt fiyatının belirlenmesinde baktığı şeyler çok başkadır. Bunlar işte enflasyon rakamlarını tetiklediğinden insanların alım gücünün olmaması gibi hususları dikkate aldıklarından arz-talep, üretici-sanayici, üretici maliyeti gibi konular devre dışı kalıyor. Hal böyle olunca da sürekli üreticinin fiyatları baskılanmış oluyor. Yem fiyatları dövize bağlı hareket ettiği için sürekli değişken, market ayağı ve süt fabrikaları ayağı kendi kâr marjını koruyarak hareket ettiği için baskılanan sadece üretici grubu oluyor. Hal böyle olunca da bizim fiyatlarımız son iki yıldır olması gereken noktalara gelmiyor. Bizim istediğimiz yere gelen dönem oldu o da çok kısa sürdü, yaklaşık 4 ay gibi bir dönem oldu. Bu dönemde parite dediğimiz bir durum vardı, o da devre dışı kaldı.

 

“SÜREKLİ ZAM VE DESTEK İSTEYEN DURUMUNA DÜŞTÜK”

Sütte son fiyat değişimi önceki gün yaşandı. Süt fiyatlarıyla ilgili geçtiğimiz hafta bir toplantı yapılmıştı, burada herkes görüşlerini belirtmişti. Bizim buradaki talebimiz; uzun zamandan beri bu kör dövüşünden çıkmaktı. İşte yeme zam geldi, süt fiyatı aşağıda kaldı, biz sürekli fiyatın artmasını isteyen taraftayız şeklinde algı oluştu. Yaklaşık da ülkenin de yüzde 15’i üretimle uğraşınca geriye kalan yüzde 85’likdilimdeki insanlar tarafından hiçbir zaman alımdan bıkmayan, sürekli para talep eden, sürekli devletten destek bekleyen bir topluluk olarak görülmeye başlandık.

 

“NE PARİTE KALDI NE HESAP KİTAP”

Ulusal Süt Konseyi’nin açıkladığı fiyat sonrası artık ne parite kaldı, ne maliyet hesabı kaldı ne de bir şey kaldı. Bugün bizim maliyet hesaplarımız nerelerde? Olması gereken normal dönem olsa çiğ sütün fiyatının bugün en dip rakamı desteklemeyle beraber 4 lira olması lazım. Burada da başka bir handikap var. Yukarıda bize, sahaya servis edilen çiğ süt fiyatı dendiğinde üretici bizim elimize geçecek rakam olarak algılıyor. Ama 2016 yılındaki süt krizinde bize ara hizmet yapan, soğutma toplama görevini yerine getiren toplayıcıların, nakliyecilerin rakamlarını bu fiyatın içine dahil ettiler. 2016 yılında biz bunu kaybettik ve o tarihten bu yana kriz bitti tekrar düzelsin dememize rağmen sanayici lobisi güçlü geldiği için bu rakamlar süt fiyatının içinde kaldı. Hal böyle olunca da üretici eline geçen rakam, söylenen rakamdan çok aşağıda bizim haramızı kim yiyor diyor. Bizim sıkışan biri varsa topu taca atmaya meyilli bir yapımız olduğu için ara hizmette çalışan arkadaşlar dahil gidin birliklere, başkanlara sorun diyor. Ama aradaki parayı hiç kimse ben alıyorum demiyor. Böyle olunca da sürekli görevini yerine getirmeyen, kendi üreticisini, üyesini savunmayan temsilci sıfatını bize yakıştırmaya kalkıyorlar. Ama işin gerçeği herkes tarafından da biliniyor. Bu rakamların belli bir bölümü ara hizmetlere gidiyor. Ara hizmetlere ödenen ücretin çiğ süt fiyatının içinde olması düzelmemiş, maliyetler artmış. Burada bizim istediğimiz 1,3 parite olması. Bu da nedir? Soğutma ve ara nakliyeler dışındayken istediğimiz rakamdır artı desteklemedir. Yani üreticinin eline geçen 1 kilogram sütün fiyatıyla 1,3 kilogram yem alabilir durumda olmamız lazım ve ara hizmetlerin de bunun dışında olması lazım. Şayet ara ara hizmetlerin 2016 yılından bu yana buna dahil olmasıyla paritenin 1,5 olması lazım. Ulusal Süt Konseyi olarak oluşturulan bir maliyet tablosu var. Buna bakarsanız takriben sütün maliyeti zaten 3 lira. Bu üreticinin hiç mi masrafı yok, hiç mi bunun üzerine 1 kuruş kâr almayacak, elinde muhafaza ettiği hayvanının yemini, samanını, ekonomik olarak değerini korumayacak. Bir de bu tarz sıkıntımız var.

 

“3,40 LİRA NEREDE 4 LİRA NEREDE”

Ulusal Süt Konseyi’ne Gıda Komitesi tarafından gönderilen fiyat 3,20 lira oldu. Bu rakamlar sonrasında biz diyoruz ki hadi pandemi var, ülkeler arası turizm kapalı otel ayağı çalışmıyor, okullar kapalı, kantinler kapalı, tüketim az, hepsini kabul ettik. Yani en azından bunun olması gereken desteklemelerle bu rakam 4 lira olsun, üstüne destekleme gelmesin. Ama arada uçurum var. Desteklemeyle birlikte katarsak arada 20 kuruş da bakanlık destekleme açıkladı fiyat 3,40 oldu. Ama 3,40 nerede, 4 lira nerede? Şimdi litresinde 60 kuruş daha aşağıya çalışmamız gereken bir noktadayız. Gıda Komitesi süt üreticisinin yapmış olduğu işi sürdürülebilir olmaktan çıkarıyor. Bu şartlarda bu üretim devam edemez, kaç gün dayanabileceğiz? Şimdi hiç girdiniz, maliyetiniz olmaz, sadece kendi karnını doyuracaksın hadi mücadele edelim. Ama biz diğer tarafta hayvanlarımızı doyurmaya çalışıyoruz, enerji, akaryakıt giderlerimiz, tedavi masraflarımız var. Doğanın gereği insanların dahi hayattan göçtüğü dönemde hayvan kayıplarımız var. Beyefendiler masa üstünde hesap yaparken bunların hiç bir şekilde ölüm gibi, hastalık gibi unsurları dikkate almıyorlar. Gıda Komitesi’nde görevli arkadaşlar kimlerse bizim masrafları suya yazıyorlar herhalde. Bizim gelirlerimizi yazarak fiyat çıkarıyorlar. Bu rakam başka türlü çıkmaz.

 

“ÜRETİCİ BİRLİKLERİ KARARA İMZA ATMADI”

Ulusal Süt Konseyi’nde görev yapan üretici temsilcisi arkadaşlarda bu fiyatlara imza atmadılar. Yönetim Kurulu toplantısında tavsiye kararı olarak karar almak zorundalar. Yönetim kurulunda üç tane birlik yöneticisi var ve hiç birisi bu kararın altına imza atmadı. Ama yönetim kurulundaki 12 kişiden 9’u imza atınca da diğer 3’ünün imza atmamasının da çok önemi olmuyor. Üretici ayağı orada da yalnız kaldı.

 

“SÜT HAYVANLARI KESİME GİDER”

Her şeyi kabul ediyoruz; vatan bizim, bu memleket bizim. Biz üretici olarak milletine de devletine de bağlı, sevdalı insanlarız. Lakin, bu zor şartlarda üstümüze düşeni alırız, taşırız, idare ederiz. Ama makasın bu kadar açık olmaması lazım. Sürdürülebilir bir politika olması lazım. Hal böyle olunca da ortaya çıkan fiyattan hiçbir üretici memnun değildir. Memnun olmasının imkanı yok. Sadece bize söylenen yem fiyatlarının düşeceği yönündeydi. Bununla ilgili bugün gelen haberlerde yem fiyatlarının 3 lira düştüğünü görüyoruz. Bu da dalga geçmektir. Dün 8,30 bandında olan döviz bugün 8,65 bandında gözüküyor. Sanayi bugün fiyatı indirip yarın benim girdilerim arttı, ben ürünü tekrar yerine aynı fiyattan koyamıyorum diyecek ve zam yapacak. Ki zaten yem fiyatı düşecekmiş gibi hesaplanıp verilen bir fiyat var ve bu döviz kurlarıyla da çok olabilirliğine inanmıyoruz. Ama her şeye rağmen devlet büyüklerimizden söyleyenler olduğu için şimdilik umudumuzu yitirmiş değiliz. Ama bu süreçte 2008 yılındaki gibi ciddi manada büyükbaş hayvan kıyımına, hayvanların mezbahaya gitmesine sebep olacaktır. Dolayısıyla et problemimiz olmayacaktır ama o zaman 1 milyona yakın hayvanın kesildiği söylenmişti, bu sefer bu rakamlardan daha kötüsü yaşanacağı gözüküyor. Şayet hemen, çok kısa sürede süt fiyatları revize edilmez, hesaplamalar tekrardan yapılmazsa 2008’de yaşanan hayvan kıyımının çok daha büyüğü Türkiye hayvancılığını bekliyor. Ondan sonra da burada verilen zararı telafi etmek için, bu ayıbı kapatmak için çok ciddi manada dövizleri yurt dışındaki üreticiye paralar ödemek durumunda kalacağız. Hiçbir yem sanayicisi 15 günlük yem fiyatı garantisi vermiyor, fiyatları aynı götüreceğim diyemiyor. Birde kuraklıkla uğraşıyoruz. Arpa ve buğday üretimi noktasında sıkıntılarımız var. Bunlar da yemin en büyük hammaddesi olduğundan fiyatlar sürekli artıyor. Bir tarafta 15 günlük yem fiyatı garantisi veremeyen sanayici, diğer tarafta da 6 aylık sabitlenmiş çiğ süt fiyatı. Bunun olabilirliği bugünkü rakamlarla gözükmüyor. Ama inşallah yem fiyatlarına TMO tarafından düşük fiyatla girdi sağlanacağı, dolayısıyla yem maliyetlerinin aşağıya düşeceği yönünde söylemlerde bulundular. Tamamen bunu bekliyoruz. Ama bunlar da olmazsa üreticinin üretme kabiliyeti kalmayacak. Bunun yanında şimdi birde destekleme süt fiyatının içine dahil ediliyor. Yani gidişat iyi değil.

 

“GIDA KOMİTESİ DERHAL TASFİYE EDİLMELİ”

En büyük talebimiz Gıda Komitesi’nin tasfiye edilmesidir. Üretici ve sanayicinin tekrar kendi ikisi arasında ve piyasa şartları ve mali tablolar dikkate alınarak oluşan fiyat politikasına geçilmesi gerekiyor. Ancak bu şekilde piyasa gerçekleri kendini tamamlar. Aksi takdirde zaten kırsaldaki insan sayımız azalıyor ve kimse kalmaz. Bu da şehirlerde yoğunlaşmaya, işsizliğe sebebiyet verir. Bunun önüne geçmek için de derhal Gıda Komitesi olayından vazgeçilmeli ve sektör kendi kendine bırakılmalıdır.

 

“HAYVANCILIĞI HOBİ OLARAK YAPANLAR SIKINTI YARATIYOR”

Bütün üreticiler olarak hepimizin çilesi aynı. Sonuçta ben bu hayvancılığı yapan; kendimi bildiğim bileli tarım ve hayvancılıkla uğraşan ve bunu da birinci işim olarak yapan biriyim. Benim üyem zarar ediyorsa haliyle ben de zarar ediyorum. Yani ben sadece üreticimi değil kendimi de savunuyorum. Ben süt üretiyorum, süt üretmeye çalışıyorum. Kendi işletmemin, üyelerimin maliyetlerini biliyorum. Üreticimizde canı yanında en doğal hakkı olarak ilk eleştireceği insan kendi temsilcisi olan kendi bağlı olduğu kuruluşun başkanı oluyor. Fakat orada da bazı arkadaşlarımız genelleme yapıyor. Üreticimiz de artık çalışan ve çalışmayanı ayıklasın. Yani bazı arkadaşlar çıkıyor, sosyal medya herkesin elinde ve çok rahat ağır ithamlarda bulunabiliyor. Ama arkadaşı araştırıyorsun kimdir bu diye baktığında evinde 3-5 koyun var ve kendini hayvancı zannediyor. Yani hayvancılığı hobi şeklinde yapıyor, ama birilerinin de sosyal medyadan tetikçiliğini yapıyor. Bu şekilde aslında sektöre de zarar veriyor, üreticiye hizmet etmiyor. Üreticimizde bakıyor ki onun kurduğu cümleler hoşuna gittiği için doğru söylediğini zannediyor. Bir de böyle sıkıntılarımız var.”

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
BU RAKAMLARLA SÜT HAYVANLARI KESİME GİDER
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!