BİLE BİLE LADES!

service
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

AHMET SERT / Şehir ve İnsan

 

Bile bile lades der mi insan…

Hem de nasıl der…

Maalesef ülkemiz ve şehrimiz söz konusu olduğunda o kadar doğal ve sıradan ki bu…

Biliyorsunuz geçtiğimiz günlerde Ege Denizinde Seferihisar açıklarında şiddetli bir deprem meydana geldi. Ne yazık ki yazıyı yazdığım saat dilimi içerisinde ölen vatandaşlarımızın sayısı 114’e yaralı sayısı ise 1035’e ulaşmıştı. Ölen vatandaşlarımıza rahmet, yaralılara acil şifa, ölenlerin yakınlarına da başsağlığı ve sabır diliyorum.

Depreme karşı gerekli önlemleri almayı içselleştirmiş, deprem ülkesi olduğu gerçeğiyle yaşamayı öğrenmiş Japonya gibi ülkelerde, bundan daha büyük depremlerde bile can kaybı olmaz ya da birkaç kişiyle sınırlı kalabilirken 78 km. uzaklıkta olan bir deprem bir kentimizde bu kadar yüksek can kayıplarına neden olabiliyor maalesef.

Bu deprem, Allah göstermesin ülkemizin herhangi bir kentinde ve dahi kentimizde olsaydı muhtemelen sonuç çok da farklı olmayacaktı.

Zaten biz bu deprem gerçeğiyle şehir olarak tarihi süreçte birçok kez karşı karşıya kaldık. İlçelerimizde ve merkezimizde meydana gelen birçok depremde binlerce yapı yıkıldı; çok sayıda insanımız ya hayatını kaybetti ya da yaralandı.

Son olarak Gölcük depremi gibi adeta kıyamet senaryosu gibi bir depremde 17.480 insanımızı, neredeyse orta büyüklükte bir ilçe sayısı kadar insanımızı kaybettiğimiz bir deprem bile aklımızı başımıza getirmeye yetmedi.

Gölcük depreminden sonra Ceyhan’da, Düzce’de, Afyon’da, Van’da birçok kez aynı sonu yaşadık ülke olarak…

Peki, geldiğimiz noktada o suçluydu, bu suçluydu demek can kayıplarını önleyecek mi? Bütün sorunları çözecek mi? Elbette kusuru olanlar cezalandırılsın. Örneğin; malzemeden çalan müteahhit, görevini yapmayan vatandaş, belediye ya da devlet görevlisi gerekli cezayı alsın.

Ama bu kadar veriye, bilgiye, donanıma rağmen bile bile lades demeye ne demeli…

Önce bu kaderci, menfaatçi, boş vermiş yapımızı değiştirmek gerekmiyor mu?

Konunun uzmanları işin doğası gereği depremin zamanını olmasa da en azından olası yerini, büyüklüğünü bildiriyorlar işte…

Rahmetli Ahmet Mete Işıkara’nın Gölcük depreminden sonra sık sık söylediği “Deprem değil, güvensiz yapı öldürür.” cümlesi hafızalara kazınmışken üstelik…

Belki 1999 Gölcük depreminden öncekiler değil ama günümüzde yapılan yapıların büyük kısmının yapım ve denetim kriterlerini belirleyen şartnameler de belki eksikliklerine rağmen kâğıt üzerinde iyi durumda.

O zaman bu kadar bilinenin, gerçeğin, yaşananın olduğu bir ortamda neden bile bile lades deriz Türk insanı olarak…

Uzmanı olmadığımız bir konuda çok da konuşmanın anlamı yok; zaten konuyla ilgili olarak uzmanlar 20 yıldan fazla süredir konuşuyor.

Ama gereğini yapmadıktan sonra, harekete geçmedikten sonra, sabahlara kadar konuşmak, sayfalarca yazı yazmak ne fayda…

Belediye suçluydu, devlet suçluydu, hükümet suçluydu, vatandaş suçluydu demek ya da birinin daha az ya da daha çok suçlu olması ölen yüzlerce insanımızı geri getirecek mi? Bundan sonra olası depremlerde bu yıkımları, can kayıplarını önlememize katkı sağlayacak mı?

Göçük altından mucize misali çıkarılan Elif, İdil, Ayda gibi küçük yavrularımızı gözyaşları içerisinde seyretmek ve sevinmek yerine Japonya gibi deprem ülkelerinin ve vatandaşlarının yaptığı şekilde deprem öncesinde ve anında insanlar ve kurumlar olarak gerekli önlemleri alsak ve bu sahneleri hiç yaşamasak daha iyi değil mi?

Haliyle depremin uzmanı değilim ama Balıkesir’in deprem ile mücadelesini naçizane araştıran, yazan bir yerel araştırmacı olarak gerekli önlemleri almazsak, harekete geçmezsek İzmir Depreminde yaşananlara benzer bir sonu yaşayacağımızı geçmiş örneklere bakarak rahatlıkla söyleyebilirim.

Şehrimizde çok sayıda çöküntü bölgesi var. Birçok eski mahallemizde de belki binlerle ifade edilebilecek sayıda büyük bir depremde yıkılabilecek ya da ciddi derecede hasar alabilecek bir yapı stoğuna sahibiz.

Yarından tezi yok; bu işle görevli olan bütün devlet kurumları, belediye, vatandaş işbirliği içinde özellikle eski ve tehlike arz eden binaların etüdünün yapılıp, işin maddi kısmının da bir orta yol bulunarak halledilerek süratle harekete geçilmesi gerekiyor.

Bile bile lades demek ülkemizin ve şehrimizin kaderi olmasın artık…

 

Tepki Ver | Tepki verilmemiş
0
harika
Harika
0
_ok_do_ru
Çok Doğru
0
kat_l_yorum
Katılıyorum
0
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün
BİLE BİLE LADES!
Giriş Yap

Balıkesir Haberleri ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!