Türkiye’de otomobil pazarı, yüksek vergi sistemi ve döviz kurlarındaki artışla birlikte zorlu bir dönemden geçiyor. İlk çeyrekte beklenenden daha iyi bir performans gösteren pazar, sektör temsilcileri tarafından nisan ayından sonra beklenen talebin gerçekleşmeyeceği şeklinde değerlendiriliyor.
Özellikle vergi dilimlerinin güncellenmemesi, yüzde 45-50-60-70 gibi yüksek oranlarda uygulanan özel tüketim vergisi (ÖTV) ile birlikte otomobil fiyatlarının ciddi şekilde artmasına neden oldu. Şu anda sıfır araçların başlangıç fiyatları neredeyse birkaç model dışında 1 milyon lira seviyesine yükseldi.
Gelinen noktada, vergi dilimlerindeki adaletsizlik dikkat çekiyor. Örneğin, 1.5 milyon liralık bir Fiat Egea ile 3 milyon liralık bir Mercedes C Serisi’nin aynı vergiyi ödemesi, tüketiciler arasında tepkilere yol açıyor. Sektör temsilcileri, bu büyük uçurumun bir an önce giderilmesi gerektiğini vurguluyor.
Bu durumda tüketiciler, vergisi düşük olan segmentlere yönelmeye başladı. Özellikle A, B ve C segmenti araçlar pazarın büyük bir kısmını oluştururken, vergi dilimlerinin yüksek olması nedeniyle D, E ve F segmentindeki satışlar düşük seviyede kaldı.
Otomobil fiyatları son beş yılda ciddi bir artış gösterdi. Pandemi öncesi dönemde ortalama 100 bin lira olan bir otomobil fiyatı, bugün 1 milyon lirayı aşmış durumda. Bu da yaklaşık yüzde 900’lük bir artışa denk geliyor. Bu süreçte asgari ücretteki artışın yetersiz kalması ve otomobil fiyatlarının yatırım aracı olarak görülmesi, tüketicilerin tercihlerini etkiliyor.
Ayrıca, otomobil tercihlerinde de önemli değişiklikler yaşandı. Sedan otomobillerin yerini SUV’ler aldı. SUV’ların tercih edilme oranı giderek artarken, sedan otomobillerin payı azaldı.
Elektrikli araçların satışları da önemli bir artış gösterdi. LPG’li araç satışları ise önceki yıllara göre geriledi. Dizel otomobillerin payı azalırken, benzinli otomobillerin tercih edilme oranı arttı.
Kaynak:Karar
