- Olağan Kurultay’ın hemen ardından, 19. Olağanüstü kurultayda, parti içinde sert eleştirilere rağmen Nazım Hikmet Kültür Merkezi’nde ‘kavgalı, tartışmalı’ tüzük değişikliği de genel merkez tarafından ‘’reform’’ diye adlandırılmış ‘’CHP tüzüğü artık daha demokratik’’ denmişti. Bunun somut örneği de genel başkanlığa adaylık için delegenin yüzde 10’unun imzası gerekirken yüzde 5 imza ile aday olunabileceği kararı yeterli görülmüş. Üst üste iki genel seçimi kazanamayan genel başkan bu görevi bırakmalı önerisi kabul edilmemişti.
CHP’de beklenen devrim!
Tabi bu devrim CHP’nin en temel ilkelerinden ‘Devrimcilik’ ilkesinin savunulması ve çağcıl anlayışla uygulanması değildir bu her dönem dillerde pelesenk haline gelen ‘Tüzük değişikliği’ devrimidir. Her ne kadar sokaktaki oy verecek sade seçmeni ‘Tüzük’ çok ilgilendirmiyor olsa da ‘Tüzük’ partilerin üye hukukunu esas alan yönetsel anayasasıdır. Nasıl ki ülkeyi yöneten anlayış zaman zaman anayasaya uymuyor, buna da bir yaptırım uygulanmıyorsa parti yönetimleri de istediklerinde ‘Tüzük ilkelerini’ yok sayma hakkını sonuna kadar kullanıyorlar.
Tarihi seçim kayıpları sonrası CHP’de dikkatler yine bir ‘Tüzük değişikliği ’ne odaklandı. Şimdi yine CHP’yi ayağa kaldıracak ‘Tüzük değişikliği’ yapılacağı iddia edilerek kurulan komisyona üyelerin görüşlerini bildirmesi istendi. Parti sözcüsü Faik Öztrak’ın açıklamasına göre 10 binin üzerinde öneride bulunulmuş. Oysa Şubat 2012’de CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ‘’Gelmiş geçmiş en demokratik tüzüğü olduğunu’’ iddia eden değişiklikten sonra…