AVM'LERDEKİ ASIL TEHLİKE!

Abone Ol
BİR KÜÇÜK İŞLETME GERÇEĞİ Daha yaşı henüz 30’unda, şairin dediği gibi yolun yarısına bile gelmemiş, 5 yıldır ticaret yapmaya çalışıyor; henüz bekar, yorulmuş, bıkmış, neredeyse yaşama azmini kaybetme noktasına gelmiş. Milyonlarca gencimiz gibi eğitimli, üniversite mezunu. Okulu bitirdikten sonra devlette iş arayışına girmedim, girseydim de zaten olmazdı çünkü torpilim yoktu… Bende ailenin desteğiyle küçük bir işletmeyle ticarete başladım. Devlete yük olmadığım gibi yanımda 10-12 kişiyi istihdam ediyor, ekmek veriyorum. Devlete SSK, vergi ödüyorum. Babamda ticaretle, kumaş işi ile uğraşıyordu. 2001 krizinden etkilenerek, işyerini tasfiye etti. Bende bu genç yaşımda geleceğe yönelik umutlarımı kaybettim, geleceğe dair yaşama şevkim azaldı diyor. Devam ediyor; korona öncesi işler zaten durgundu, çarkı zor döndürüyorduk, birde korona çıktı, üç aydır işyeri kapalıydı, Haziran’da normalleşme başladı işyerlerinizi açın dediler açtık. AVM’ye kimse gelmiyor, iş güç yok. AVM yüzde elli kira, ortak gider istiyor. Elektrik, su, cari giderler, çalışanların maaşı çok zor, nereye kadar idare edebilirim bilmiyorum… Devletin başlattığı destek kredilerine başvuru yaptım. SSK borcum yok, vergi ödemelerimi de önceki aylarda bir iki kez geç ödemişim. Borcum falan olmadığı halde banka, siz borcunu düzenli ödeme alışkanlığı olmayan ticaret erbabı olarak size kredi tahsis edilemez dedi diyor. Bu ve buna benzer öyle çok hikaye var ki! AVM’lere sadece küresel markalar, küresel sermaye, kapitalizmin tüketim alışkanlıklarının karşılandığı yerler olarak bakmak ne kadar gerçekçi! Gidin bakın o kadar çok küçük işletme manzaraları, hayal kırıklıkları, bir umutla gelip umudunu tüketenler var ki!