Balya İlçesi Orhanlar’da kuvars adı altında altın madeni çıkarılmasına tepki için köyden maden sahasına yapılan toplu yürüyüşten sonra Bandırma GÜMCED Şb.Başkanı Gültekin Mutlu bir basın açıklaması yaptı. Mutlu şunları söyledi:
‘Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünün 01.02.2019 tarihli ve3574 sayılı yazısı ile Balya İlçesi Orhanlar Mahallesinde TECK MADENCİLİK San. Ve Tic. A.Ş. tarafından planlanan 12,81 hektarlık alanda 200808423 Ruhsat numaralı sahada Kuvars projesi olarak sunulan proje ile ilgili olarak Valiliğimize sunulan “proje tanıtım dosyası” incelenmiş olup ÇED Yönetmeliğinin 17. Maddesi gereğince Valiliğimizce “ ÇED” raporu gerekli değildir kararı verilmiştir.
İlgi yazı üzerine, Balya Kaymakamlığı 04.02.2019 tarihli 62940678-250-E.136 sayılı yazısı ile söz konusu kararın Orhanlar Mahallesi Muhtarlığı tarafından çevre halkına duyurulması istenmiştir. Gerekli duyuru da yapılmıştır.
Her şeyden önce “kuvars” arama çalışması koca bir yalandır. Aranan altındır. Çünkü, dünyada üretilen altının aşağı yukarı tümü “kuvarslı” ve “şistli” damarlardan ve altınlı kumlardan elde edilir. Orhanlar’da fay ve çatlaklarda damarlar halinde seconder olarak oluşmuş kuvars kristallerinde altın aradıkları su götürmez bir gerçektir.
Nitekim,“Teck” Madencilik Kanadalı bir “altın” madeni şirketidir. Ayrıca TECK Madencilik Şirketinin ortağı olan Orta Truva Madencilik Şirketi Havran’ da “kuvars” başvurusunda bulunmuş, altından altın madenciliği çıkmıştır. Orhanlar ’da olacak olan da budur.
Varsayalım ki, dedikleri gibi kuvars madeni çıkaracak olsunlar. Kuvars madenciliğinin çevreye vereceği zararlar, tanıtım dosyasındaki DSİ 25. Bölge Müdürlüğünün raporuyla ortaya konmuştur. Bu raporda ciddi sakıncalardan söz edilmektedir.
Raporda:” DSİ Değirmendere Gölet’ i sulama sahasında kalan noktalarda arama çalışmasının yapılmaması, maden arama çalışmalarının sulama sahalarımızın dışında yapılması ve aynı zamanda ruhsatlı sahanın içinde ve yakınında bulunan Kurumumuza ait inşaat aşamasındaki Balya-Değirmendere Gölet’i ile Balya-Orhanlar Gölet’i gövdesine zarar vermeyecek uzaklıkta arama çalışmalarının yapılması gerekmektedir.” denilmiştir.
Yine ”Çevredeki yerleşim yerlerinin kuyu, kaynak vb. içme-kullanma sularına, YAS kullanma belgeli kuyulara ve yer altı suyuna olabilecek olumsuz etkilerin önlenmesinin sorumluluğu firmanıza aittir” denilmiştir.
Kuvars Madenciliğinin çevreye vereceği zararlar resmi raporlarla bile ortaya konmuşken Bakanlıkça ÇED raporu gerekli değildir denmesinin anlaşılır bir tarafı yoktur.
135 sondaj kuyusu ve 20 adet yarma yöntemiyle maden aranacak, dağlarımız delik deşik edilecek içme ve kullanma sularımız kirletilecek, Orhanlar ve çevresi yaşanmaz bir yer olacaktır.
Yukarıda belirttiğim gibi kayaçlardaki Kuvars yataklarında istenilen ölçüde altın bulunulursa, altın işletme ruhsatı alınarak Orhanlar’ da, Balya’da tam bir çevre felaketi yaşanacaktır. Koca dere, Çam köy Barajı ve Gönen Barajı ve Göletler siyanür kirliliğine maruz kalacaklar. Yine yüzlerce ağaç kesilecek.
Bugün Çanakkale –Kirazlı ’da, Balıkesir Havran’ da, İzmir-Bergama’da olan budur. Çok uluslu bu şirketlerin ülkemizin dağlarını, ormanlarını, denizlerini, derelerini, göllerini talanına, yağmasına ya karşı çıkacağız ya karşı çıkacağız! Çok uluslu şirketlerin rantı için ülkemizin yağmalanmasına izin vermeyeceğiz.
Bir olacak, birlikte direnecek, birlikte kazanacağız.
Ve en önemlisi sahip çıkacağız. Ağacımıza, ormanımıza, kuşumuza, börtü böceğimize, havamıza suyumuza, insanımıza… Bilcümle hayata…
Bir avuç çok uluslu şirketin ve iş birlikçisinin kölesi olmayacağız.
Bu ülkenin sahibi biziz. Efendisi de biz olacağız.
Kendi topraklarımızda özgür ve bağımsız yaşayacağız.”