Hilmi DUYAR / POLİTİKA / Ali Hikmet Varlık 53 yıldır deklanşöre basıyor. Siyah beyaz fotoğraf tutkunu. Post prodüksiyona yani çekim sonrası düzeltmelere gerek bırakmadan enstantaneleri yakalamanın peşinde koşup gerçek anı ölümsüzleştiriyor. Işık oyunlarının takibini yaparak en umulmadık anda zamanı tutsak ediyor. Fotoğraf onun için rastgele bir görüntü değil. Çevresindeki güzelliği arayıp buluyor, anlam katarak farkındalık yaratıyor. Fotoğraflarında, dinginliği ve sakinliği ön plana çıkarıyor. Gençlik yıllarında ödüller almaya başladı. Fotoğrafları, Britanica, Görsel gibi ansiklopedilerde ve çeşitli dergilerde yer aldı. Ali Hikmet Varlık Fotoğraf konusunu politika okurları için değerlendirdi.
Ali Hikmet Varlık kimdir?
1952 yılında Balıkesir’de doğdum. Necatibey İlk Öğretmen Okulu ve Necatibey Eğitim Enstitüsü Türkçe Bölümü’nü bitirdim. Öğretmenlik yaşamım Zonguldak’ın Eflaniye İlçesi Saracık Köyü İlkokulu’nda 1977 yılında başladı. Bigadiç’in Panayır, Dedeburnu köylerinde, Balıkesir Dallımandıra, Çanacık köylerinde, Susurluk Reşadiye Köyü’nde öğretmenlik yapıp, Balıkesir Cumhuriyet İlköğretim Okulundan 2010 yılında emekli oldum. Elim resme yatkındı. Yaşamı gözlemleyip, gördüklerimi beynime fotoğraf makinası gibi kaydediyor ve resmediyordum. Kısacası; Nesnelere bakmıyor görüyordum. Bakmakla görmenin ayırdındaydım. Okul sıralarındaki fotoğrafa merakım giderek arttı ve Necatibey İlköğretmen Okulu’nda öğrenciyken Lübitel marka, Roll filmli Lübitel marka Fotoğraf makinesiyle fotoğraf çekmeye başladım.
Elim resme yatkındı diyorsunuz resim değil de neden fotoğraf?
Bakmakla görmek farklı şeylerdir. Görerek bakarsanız, eleştirel gözle bakar, baktığınız nesneye bir yorum getirirsiniz. Bu cansız bir nesne veya bir insan olabilir. Ben, dünyaya, doğaya ve doğa içindeki insana bakarken hep eleştirel gözle baktım. Bu özelliğim, beni fotoğraf sanatına itti ve fotoğraf sanatını tercih ettim. Resim ise daha çok zaman ve emek gerektiren sanat dalı olduğu için yönelmedim.
Fotoğrafçılıkta etkilendiğiniz sanatçılar kimlerdi?
İstanbul’da 1974 yılında fotoğraf sanatçısı Gültekin Çizgen ile birlikte çalıştım. Gültekin Çizgen Türk Fotoğraf Tarihi’nde iz bırakmış bir sanatçıdır. 1976 yılında, Yeni Fotoğraf dergisini çıkardı. 1977 ve 1980 yıllarında Yeni Fotoğraf Yıllıklarını çıkardı. 2011 yılında, İstanbul Fotoğraf Müzesini kurdu. Gültekin Çizgen iyi bir fotoğraf ustasıdır ve ben onunla birlikte çalıştığım için şanslı ve mutluyum. Fotoğraf konusundaki eksikliklerimi ondan esinlenerek tamamladım.
Fotoğraf çekimleri dışında fotoğrafla ilgili çalışmalarınızı anlatır mısınız?
Türkiye’nin ilk ve tek fotoğraf müzesi ve fotoğraf kitaplığı Balıkesir Ulusal Fotoğraf Müzesi ve Mehmet Emin Tan Fotoğraf Kitaplığını 2006 yılında Balıkesir Fotoğraf Sanatçıları Derneği (BASAF) Yönetim Kurulu Üyesi olduğum dönemde kurduk ve sanatseverlere armağan ettik.18 milyon nüfusa sahip mega kent İstanbul’da, İstanbul Fotoğraf Müzesi 2011 yılında kuruldu. 2019 yılında kapandı. Balıkesirliler olarak İstanbul’dan önce davrandık. Doğuş Grubu, fotoğraf sanatçısı Ara Güler Müzesi’ni İstanbul Bomonti’de 2018 yılında kurdu. Türk fotoğraf ve sanat dünyasına katkı da bulundu. Benim fotoğraflarım dünyaca tanınan ansiklopedilerde yer aldı. Karma fotoğraf sergilerine katıldım.
Hangi Ansiklopedilerde yer aldınız?
Ansiklopedilerin geçmişte eğitim, kültür, sanat, sağlık ve akla gelebilecek pek çok alanda önemli bir yeri vardı. Geçmişin internet arama motorlarıydı. Benim pek çok fotoğrafım ve özgeçmişim 7 ansiklopedide yer aldı. İstanbul Ansiklopedisi’nde 40, Görsel Genel Kültür Ansiklopedisi’nde biyografim, Compton’s Genel Kültür Ansiklopedisi’nde Edirne Selimiye Camisi fotoğrafı, Temel Britanica ansiklopedisinde 1fotoğraf, Plastik Sanatçılar Ansiklopedisi’nde biyografim, Ana Britanica’da 2 fotoğraf, Türkiye’de Kim Kimdir’de biyografim, 1982 yılı Mayıs ayında Milliyet Sanat ve Hürriyet Gösteri (Genç Fotoğrafçılar Özel Sayısı) Dergilerinde fotoğraf sanatı hakkındaki görüşlerim, Sanat Çevresi dergisinde fotoğraf sergisi etkinliklerim, Sanat Ortamı dergisinde arka kapakta 1 fotoğrafım, San Ajans Dergisi’nde Fotoğraf sergisi etkinliklerim konusunda yazılar yayınlandı. Çeşitli ödüller aldım
Ödülleriniz konusunda detay verir misiniz?
Fotoğraf sanatına lise çağlarında 1970’li yıllarda tutulmuştum. İlk ödüllerim bu lise çağlarında katıldığım yarışmalardan aldığım ödüllerdir. 1976 yılında SES Mecmuası Türkiye Liselerarası Altın Kamera Fotoğraf Yarışması düzenlemişti. Yarışmada birinci oldum ve bin 500 lira para ile ödüllendirildim. O zamanlar bin 500 lira çok iyi paraydı. Dergi okuluma da 6 ciltlik Hayat Ansiklopedisi’ni armağan etti. 1976 ve1977 yıllarında İstanbul Robert Koleji Fotoğrafçılık Kulübü’nün yarışmalarında 2 yıl üst üste 1’inci ve 2’inci oldum. Ödüllerimi Sinametek Derneği Başkanı Onat Kutlar verdi. Fotoğraflarım Sinematek Salonunda sergilendi. Ayrıca bir fotoğraf Albümüm var.
Fotoğraf albümü ile ilgili bilgi verir misiniz?
2021 yılında “Gördüğüm İnsan ” fotoğraf albümümü yayınladım. İnsan konusu benim önceliğimdir. İnsansız fotoğraf düşünemiyorum. İnsan yaşamın bir parçası ve öğesi. “Gördüğüm İnsan” fotoğraf albümü siyah-beyaz fotoğraflardan meydana geliyor. İkinci çıkaracağım fotoğraf albümümün adı da Gördüğüm İstanbul olacak. Bir yıl boyunca İstanbul fotoğrafları çalıştım. Bu albümümde yine siyah-beyaz fotoğraflardan meydana gelecek. Ben fotoğrafta, Sokak Fotoğrafçılığı tarzını seviyorum. Çünkü sokakta yaşam var.
Neden siyah beyaz fotoğraflar kullanıyorsunuz?
Ben fotoğrafla siyah beyaz olduğu dönemde tanıştım. Renkli filmler yoktu. Ve pek çok siyah beyaz eserim ansiklopedilerde yayımlandı. Bu tarz hoşuma gidiyor. Siyah beyaz fotoğrafı seviyorum.
Unutamadığınız bir anınız var mı?
1977 yılında İzmir’in Seferihisar İlçesi Bademler Köyü tiyatro salonunda insan konulu fotoğraf sergisi ve slayt gösterisi sundum. Sergiyi bu köyde açmamın nedeni ise, Hülya Koçyiğit ve Erol Taş’ın başrollerini paylaştığı Susuz yaz filmi orada çekilmişti. O film 1963 yılında Berlin Film Festivalinde Altın Ayı ödülü kazanmıştı. Bu nedenle ulk sergimi orada açmak istedim. Sergiye konu olan fotoğrafları çekmeye 1970 yılında başladım ve fotoğraf sanatında 53’üncü yılıma girdim.
Sizi etkileyen fotoğrafınız hangisi?
Bir sanatçının tüm eserleri kendi çocuğu gibidir. Birbirinden ayırt edemez. Fakat sevdiğim fotoğraflar vardır. Tamirci Çocuk fotoğrafını çekerken bana bakar mısın? Dedim. Çocuğun kızgın bakışı benim yüreğimi deldi geçti. Demir haddehanesinde çalışan bir işçi öğle molasında oturmuş dinleniyordu. İşçi öyle bir derin düşüncede idi ki bu işçiyi bu kadar derin düşünceye sevk eden nedir diye kendi kendime sordum. Ağustos sıcağında demir haddehanesi ocağının karşısındaki işçinin alnından ve yanaklarından süzülen terlerdi. Gerçek bir ekmek parası kazanmanın alın teri bu.
Genç fotoğrafçılara neler öğütlersiniz?
Yabancı ve Türk fotoğraf ustalarının eserlerini incelesinler. derslerinden, işlerinden kalan zamanlarını fotoğraf çekerek değerlendirsinler. 70 yaşındayım 53 yılımı fotoğrafa verdim ve halen çekmeye devam ediyorum. Fotoğrafı bir av kendinizi avcı olarak görün. En iyiyi yakalamak için uğraşın. Fotoğrafta ışık çok önemlidir ve durdurulan zamana güzellik katar. Enstantane diyafram ayarlarını kendiniz deneye yanıla öğrenmeye çalışın. O zaman başkalarının dediğini değil kendi kararlarınızı uygulamaya başlayacaksınız. Uzun deneyimlerden sonra fotoğrafın ve fotoğrafçılığın tadına daha çok varacaksınız.